BaldanKelimeler

**İki Yan Arasında**
          	
          	çok karışığım.
          	bir yanım
          	olabildiğince huzursuz,
          	olabildiğince yorgun;
          	sanki yıllardır taşımadığım
          	ama yine de sırtımda duran
          	görünmez bir yük var.
          	
          	diğer yanım ise
          	inatla ışık arıyor;
          	mucizelere,
          	beklenmedik güzelliklere,
          	düşlerin bir gün
          	gerçek olabileceğine
          	hâlâ inanıyor.
          	
          	biri bana
          	“bırak artık, yoruldun”
          	diye fısıldarken;
          	diğeri
          	“dayan, belki yarın bambaşka olur”
          	diye umut veriyor.
          	
          	ama ikisinin arasında
          	ben eziliyorum.
          	biri karanlık,
          	biri ışık;
          	ikisi de benim
          	ama ikisi de
          	benim kadar birbirine
          	zıt ve uzak.
          	
          	bazen umut ağır basıyor,
          	kalbim hafifliyor;
          	bazen yorgunluğum
          	bütün hayallerimin
          	üstüne çörekleniyor.
          	
          	kendime bile soruyorum:
          	“hangi yanım gerçek?”
          	cevabı bulamıyorum.
          	
          	çünkü ben
          	ne tamamen karanlığım,
          	ne tamamen ışık—
          	tam ortasında sıkışıp kalmış
          	bir gölge gibiyim.
          	
          	ve her gün
          	biraz daha yoruluyorum
          	bu iki yan arasında
          	kendimi taşımaktan.

BaldanKelimeler

**İki Yan Arasında**
          
          çok karışığım.
          bir yanım
          olabildiğince huzursuz,
          olabildiğince yorgun;
          sanki yıllardır taşımadığım
          ama yine de sırtımda duran
          görünmez bir yük var.
          
          diğer yanım ise
          inatla ışık arıyor;
          mucizelere,
          beklenmedik güzelliklere,
          düşlerin bir gün
          gerçek olabileceğine
          hâlâ inanıyor.
          
          biri bana
          “bırak artık, yoruldun”
          diye fısıldarken;
          diğeri
          “dayan, belki yarın bambaşka olur”
          diye umut veriyor.
          
          ama ikisinin arasında
          ben eziliyorum.
          biri karanlık,
          biri ışık;
          ikisi de benim
          ama ikisi de
          benim kadar birbirine
          zıt ve uzak.
          
          bazen umut ağır basıyor,
          kalbim hafifliyor;
          bazen yorgunluğum
          bütün hayallerimin
          üstüne çörekleniyor.
          
          kendime bile soruyorum:
          “hangi yanım gerçek?”
          cevabı bulamıyorum.
          
          çünkü ben
          ne tamamen karanlığım,
          ne tamamen ışık—
          tam ortasında sıkışıp kalmış
          bir gölge gibiyim.
          
          ve her gün
          biraz daha yoruluyorum
          bu iki yan arasında
          kendimi taşımaktan.

BaldanKelimeler

**Uzaklığın Karanlığı**
          
          olmam gereken yerden
          çok uzaktayım;
          öyle bir uzaklık ki bu,
          haritaların bile gösteremeyeceği,
          kimsenin bilmeyeceği türden.
          
          belki yoruldum,
          belki tükendim,
          belki de uzun zamandır
          içimde bir şey ölmüş de
          ben fark etmemişim.
          bilmiyorum.
          gerçekten bilmiyorum.
          
          öyle karışık ki içim—
          sanki düşüncelerim
          bir karanlık çöplüğe dökülmüş;
          ayırmaya kalksam
          hepsi elimde kesik.
          
          öyle yabancıyım ki kendime.
          aynaya bakıyorum
          ama yüzümde duran kişi
          ben değil;
          ben içeride bir yerde
          karanlığa tıkanmış,
          nefes almaya çalışan
          küçük bir gölge sadece.
          
          bu aralar kendime bile
          gelemiyorum.
          daha doğrusu
          kendime dönmek için
          gidecek bir yolum yok artık;
          çünkü içimdeki yollar
          çoktan çökmüş,
          çoktan kapanmış
          çoktan kararmış.
          
          her adımım
          bir kayboluş gibi,
          her nefesim
          bir çöküş gibi.
          
          zaman geçiyor,
          ben geçemiyorum.
          dün takılmış gibi
          aynı acının içinde
          aynı karanlıkta
          aynı boşlukta dönüp duruyorum.
          
          olmamm gereken yerden
          çok uzaktayım—
          ama bu uzaklık
          bir yol değil,
          bir şehir değil;
          direkt olarak
          **kendime yaklaşamadığım
          derin bir uçurum.**
          
          ve korkutucu olan şu:
          belki de artık
          geri dönmek istemiyorum.

BaldanKelimeler

**...**
          
          her gelen sevmez,
          bunu insan
          birkaç yara aldıktan sonra anlar;
          gözünün içine bakanın
          kalbine bakmadığını,
          seni öperken bile
          kendi yalnızlığını düşündüğünü
          ancak geceler öğretir.
          
          çünkü gelen çok olur,
          kapın hep açıktır,
          adımlar duvarlarında yankılanır;
          ama hepsi yolcudur,
          hepsi aceleci.
          kimisi sana dokunur,
          kimisi senden geçer,
          ama pek azı
          seninle kalmak ister.
          
          ve hiçbir seven gitmez,
          bunu da bil.
          sevmek, bir insanın
          tüm yükleriyle beraber
          bir kalpte yer açmasıdır;
          ömür dediğin uzun bir yolsa,
          seven, o yolun ortasında
          düştüğünde bile
          elini bırakmayandır.
          
          ama giden vardır,
          elbette vardır;
          dünyanın döndüğünü
          insanların döndüğünden anlarsın zaten.
          bazen korkudan gider,
          bazen eksikliğinden,
          bazen kendini bulamadığı için.
          sen zannedersin ki
          senden kaçmıştır—
          oysa çoğu kez
          kendi içinden kaçıyordur.
          
          sen beklemeyi bilmezsin,
          ama yine de beklersin;
          pencereyi kapatırsın,
          perdeyi indirirsin,
          kapıyı kilitlersin—
          ama kalbini kapatamazsın.
          çünkü sevgi denen şey
          insanı hem yaralı kılar,
          hem de umudun esiri.
          
          işte bir gün
          kapı çalınır yeniden;
          yavaş,
          çekingen,
          biraz suçlu,
          biraz özlemiş,
          biraz hâlâ seninle yürümek isteyen
          bir tınıyla.
          
          sesini duyarsın:
          “buradayım.”
          
          bil ki o an,
          dönmek bir af dilemek değildir,
          bir kabul ediştir;
          gitmek kolay,
          dönmek ağırdır.
          kimse dönmez
          sevmediği yere,
          kimse dönmez
          kalbini bırakmadığı insana.
          
          giden dönüyorsa eğer,
          bil ki yol uzunmuş,
          kalbi yorgunmuş,
          ama yine de yönünü
          senden yana çevirmiş.
          
          dönüşler basit değildir;
          üzerinde yabancı şehirlerin tozu,
          yüzünde yapay gülüşlerin izi,
          yüreğinde içten içe kabaran bir
          “ben buradaydım aslında”
          sıkışır kalır.
          
          ve sen.
          sen hâlâ oradaysan,
          hâlâ ışığını kısmamışsan,
          hâlâ sesini duymaya
          hazırsan bir parça—
          işte o zaman dersin ki
          kendi kendine:
          
          “her gelen sevmez,
          ama seven gitmez…
          gidip de dönenlerin
          kaderinde ise
          kalmak vardır.”
          
          çünkü sevgi,
          hiçbir zaman bitenlerin değil,
          bitti sananların,
          yeniden başlayanların
          hikâyesidir aslında.
          
          ve bil ki dostum:
          giden dönüyorsa,
          **sevmiştir.**

BaldanKelimeler

**Bir Ömre Sığan Cevap**
          
          “benimle bir ömür geçer mi ki”
          dedim önce,
          çekinerek,
          kendi kalbimi bile duyamayacak kadar
          kısık bir sesle.
          
          güldün.
          ama öyle hafif,
          öyle içten bir gülüştü ki—
          dünyamın ağırlığı
          bir anda omuzlarımdan düştü.
          
          “seninle geçirmeye
          ömür yeter mi?”
          dedin.
          söz müydü,
          dua mıydı,
          bilmiyorum;
          ama o anda anladım
          aradığım her şeyi.
          
          çünkü bazen
          bütün bir ömür
          tek bir cümleye sığar,
          tek bir bakışa,
          tek bir “sen”e.
          
          ben ne kadar zamanım var
          diye düşünürken,
          sen
          zamanı değil,
          beni seçtin.
          
          ve işte…
          bütün ömrüm boyunca
          duymayı beklediğim
          en güzel şeydi bu.
          
          kimileri
          bir ömrü arar,
          kimileri
          bir ömre değer birini;
          ben ikisini de
          aynı anda buldum
          senin cümlende.
          
          işte o yüzden—
          senin o kısa cevabın,
          bana tüm bir ömür
          yetmeye yetti.

BaldanKelimeler

**Gece Olunca Hüzün Çöküyor Yüreğime**
          
          gece olunca
          hüzün çöküyor yüreğime;
          umut mu diyor,
          unut mu,
          anlamıyorum artık.
          
          bir yanım
          tutun diyor yarına,
          bir yanım
          çoktan vazgeçmiş,
          çoktan çökmüş
          kendi içine.
          
          aynada yüzüm soluk,
          gözlerimde eski bir çizik;
          konuşsam kırılırım,
          susarsam boğulurum—
          ikisi de benim kaderim gibi.
          
          kalbim yorulmuş,
          sığınacak bir yer arıyor;
          ama her kapı
          ya geç kapanıyor
          ya hiç açılmıyor.
          
          bir adım atsam
          bitiyor nefesim,
          bir kelime kursam
          titriyor sesim.
          içimde büyüyen sessizlik
          bir gün beni tamamen
          yutacak gibi.
          
          umut desem
          tutmuyor elimde,
          unut desem
          tutmuyor kalbimde.
          ikisi arasında asılı kalmış
          eski bir mevsim
          gibi hissediyorum kendimi.
          
          gece olunca
          daha da ağırlaşıyor her şey;
          çünkü karanlık
          gerçeği saklamıyor,
          tam tersine
          daha görünür kılıyor.
          
          ve ben…
          bir yanım hâlâ direniyor,
          bir yanım
          çoktan pes etti;
          ama ikisi de
          aynı bedende
          aynı acıyla
          birlikte yaşıyor.
          
          gece olunca
          hüzün çöküyor yüreğime,
          ve ben hâlâ
          hangi yanımın
          gerçekten ben olduğunu
          bilmiyorum.

BaldanKelimeler

**lütfen defolup gider misin
          çünkü sana çok fena âşık oluyorum**
          
          lütfen…
          defolup gider misin?
          çünkü sen yanımdayken
          kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor,
          nefesim karışıyor,
          aklım dağılıyor.
          
          ben böyle olmamalıyım.
          biri beni bu kadar
          ele geçirmemeli.
          ama sen…
          sen bakınca bile
          bütün duvarlarım
          tek tek çöküyor.
          
          defolup gider misin?
          çünkü kalbim
          senin adını duyar duymaz
          kendinden geçiyor.
          ben ise geçemiyorum.
          geçmek istemiyorum belki de…
          ama korkuyorum.
          
          çünkü ne zaman gülsen,
          içimde bir şey kıpırdıyor.
          ne zaman konuşsan,
          biraz daha kayboluyorum.
          ve ne zaman yanımdan geçsen…
          ben senden geçemiyorum.
          
          lütfen git…
          çünkü kalmaya devam edersen
          bir gün söyleyebilirim
          ağzımdan kaçırabilirim
          tüm gerçeği:
          **sana çok fena âşık oluyorum.**
          
          buna hazır değilim.
          sen hazırsın diye de sanmam.
          
          kaçmak istiyorum,
          ama en çok da
          sana doğru koşmak.
          bu nasıl bir çelişki?
          nasıl bir mahvediş?
          
          lütfen defolup gider misin?
          çünkü sen gitmezsen
          ben duramam.
          durdukça da
          daha çok bağlanırım.
          
          ve ben…
          ben böyle kolay çözülen biri değilim.
          ama senin sözün,
          bir bakışın,
          bir gülüşün…
          beni çözüyor,
          beni bitiriyor,
          beni baştan yazıyor.
          
          o yüzden git…
          git ki ben kendime dönebileyim.
          yoksa yakında
          kendimi kaybedip
          sana teslim olacağım.
          
          lütfen defolup gider misin?
          çünkü kalırsan
          itiraf ederim:
          ben gerçekten
          sana çok fena
          âşık oluyorum.

BaldanKelimeler

**gitme benden olur mu**
          
          gitme benden
          olur mu?
          ben alışamadım
          sensizliğin karanlığına.
          
          bir sesin bile
          aydınlatıyor içimi;
          yokluğun ise
          üzerime çöken
          uzun bir gece gibi.
          
          gitme benden
          olur mu?
          ben daha sana doymadım.
          sözlerine,
          gülüşüne,
          yanımda durup
          hiçbir şey demeden
          bile beni tamamlayan
          hâline.
          
          belki kırığım,
          belki eksik,
          belki yorulmuşum…
          ama sen gidince
          ben kalamıyorum.
          
          gitme benden,
          çünkü sen yokken
          günlerim soluyor,
          kalbim susuyor,
          dünyam küçülüyor.
          
          bir adım atsan
          dağılırım,
          bir kelime desen
          unuturum geçmişi;
          ama gidersem ben,
          toplamam kendimi.
          
          gitme benden olur mu?
          çünkü seni değil,
          sensizliği
          kaldıramam.
          
          sen gidince
          benim içimde
          kimse oturmaz yerine.
          kimse sarmaz
          senin sardığın gibi,
          kimse iyi etmez
          senin iyileştirdiğin yerleri.
          
          gitme…
          çünkü kalbim
          seninle çarpıyor,
          seninle anlıyor,
          seninle tamam oluyor.
          
          gitme benden
          olur mu?
          bu sefer
          kimseyi değil,
          kendimi kaybederim.

BaldanKelimeler

**aşk ne demek?**
          
          aşk ne demek,
          biliyor musun?
          bir kalbin,
          kendinden büyük bir kalpte
          yer araması demek.
          
          bazen bir bakış,
          bazen bir kelime,
          bazen de susup
          yanında kalabilmek…
          hepsi
          aynı duygunun farklı yüzleri.
          
          aşk…
          gece uyumadan önce
          son düşündüğün kişiyle
          sabah uyanınca
          aklına düşen ilk nefes arasında
          gidip gelen o ince çizgi.
          
          bazen
          sıcak bir dokunuş,
          bazen
          terk etmeyen bir sabır,
          bazen de
          en çok sevdiğin kişinin
          en çok canını yakması demek.
          
          aşk ne demek?
          biraz umut,
          biraz korku,
          biraz da teslim olmak.
          
          gülmek için sebep,
          susmak için bahane,
          gitmek için yüzlerce neden,
          kalmak için tek bir kalp…
          işte tam olarak bu.
          
          aşk…
          bazen bir ömür bekleyip
          bir saniyede kaybetmek,
          bazen de bir saniyede
          kalbine yerleşip
          bir ömür çıkmamak demek.
          
          ve belki de en çok
          aşk demek:
          birinin gözlerinde
          kendini bulmak,
          ama asla
          tam olarak anlatamamak…
          
          çünkü aşk,
          adını bildiğimiz
          ama tarif edemediğimiz
          o tek kelime.

BaldanKelimeler

**Annemi sevemiyorum… bunu söylemek bile boğazımı yakıyor.**
          Sanki içimden biri, “sus” diye bağırıyor. Ama susamam. Çünkü gerçek bu… ya da kurgu diyelim, ne fark eder? Acı yine aynı yakıyor.
          
          Benim çocukluğumda
          “şımarma” kelimesinin bile yeri yoktu.
          Kucağa alınmak yoktu,
          sarılmak yoktu,
          bazen nefes almak bile suçtu.
          
          Belki ben haksızım…
          belki nankörüm…
          bunu kendime binlerce kez dedim.
          Ama annemi sevmekten nefret ediyorum.
          Ve bundan nefret etmekten
          daha çok nefret ediyorum.
          
          Onun öfkesi…
          öyle bir öfke ki,
          sanki hiçbir yere varmaz,
          ama her şeyi yok eder.
          Sonu yok…
          sonucunu da asla bilemezsin.
          
          Korkuyorum.
          Kendim için değil sadece,
          kardeşlerim için de.
          O an bir bakış atıyor ya…
          işte o bakışın
          hikayesini kimse bilmez.
          Ben bilirim.
          Ben de o bakışla büyüdüm.
          
          Dayak?
          Evet.
          Çok yedim.
          Defalarca.
          Acının şekli değişiyor ama izi kalıyor.
          En kötüsü de biliyor musun?
          Ölmedim.
          Evet… ölmedim.
          Ama her seferinde
          bir parçam öldü zaten.
          
          Ve buna rağmen…
          bazen onu seviyor gibi oluyorum.
          Bir gülüşüne bakıyorum,
          “belki bu sefer” diyorum,
          “belki bu sefer anne olur.”
          Ama sonra kendime kızıyorum.
          Onu sevmekten nefret ediyorum.
          Nefret etmekten de yoruluyorum.
          
          Hayallerim vardı benim.
          Vardı…
          şimdi ise hayal kurmaya bile
          ölmeden ölmeye
          korkar oldum.
          Her hayalim
          bir tokat sesi gibi sönüyor içimde.
          
          Ölmekten ölesiye korkuyorum…
          ama bir yandan da
          ölüp kurtulmak istiyorum bu cehennemden.
          Çünkü her gün
          bir kez daha
          ölme korkusu yaşıyorum.
          Ya bugün olmazsa yarın?
          Ya yarın olmazsa bir sonraki gün?
          
          Korku,
          insanın tenine değil,
          ruhuna işleyen bir şeymiş meğer.
          
          Ve ben…
          bu hikâyede sadece
          sessizce hayatta kalmaya çalışan
          bir karakterim belki.
          Belki de yazarın unuttuğu
          kırık bir yan cümle.
          
          Ama yine de yazıyorum.
          Çünkü kelimeler
          kimsenin anlamadığı yerlerde
          beni hayatta tutan tek şey.
          
          Bu bir kurgu…
          ama bazı kurgular
          gerçek kadar yakıyor.

BaldanKelimeler

**ağır gelir aşk bazen**
          
          aşk dedikleri
          gülüşle başlar
          ama en çok
          suskunluğunda yakar insanı.
          
          sen gittin…
          peşinden koşmadım değil,
          koşacak nefesim kalmadı sadece.
          
          kalbimde bıraktığın boşluk
          öyle sıradan değil;
          adın kazınmış gibi
          her çarpışımda
          bir çizik daha atıyor içime.
          
          seninle başlamış gibi
          seninle bitti
          bütün mevsimlerim.
          güneş bile doğmuyor artık
          benim tarafıma.
          
          kimse bilmez
          bir insanın içinden
          bir insanın nasıl eksildiğini,
          nasıl bir gölgeye döndüğünü
          bir kalbin.
          
          sen yokken
          konuşmak bile ağır geliyor,
          nefes alıyorum
          ama yaşamıyorum.
          sanki her nefes,
          senin yokluğunu
          bir kez daha hatırlatıyor bana.
          
          aşk böyle mi olurdu?
          böyle mi yerle bir ederdi
          bir ömrü?
          böyle mi küle döndürürdü
          içimdeki bütün ışıkları?
          
          ben seni sevmedim demiyor kalbim…
          diyemiyor.
          çünkü hâlâ
          adıma değen en güzel şey
          senin adındı.
          
          ve evet,
          aşk ağır bir yükmüş.
          taşımayı bilene değil,
          bırakıp gidene kolaymış.
          
          ben hâlâ seninle doluyum,
          sen artık bende
          hiçbir şeyle.
          
          işte en çok
          bu acıtıyor.