Sana böyle içtenlikle bir mektup yazamadım, zaten yazmaya da yüzüm yok artık.
Evet, ben seni çok sevdim. Normal bir insanı sevebileceğimden fazla sevdim. Çoğu zaman seni kırdım, seni kırdığımı fark edip kendimi kırdım ya da evde bir şeyleri dağıttım. O gün sinir krizi geçirme nedenim seni kıskanmamdı. Söylemek istemedim aciz duruma düşerim diye korktum.
Seninle hep arkadaşlarım hakkında konuştum çünkü başka türlü açılacak konu yoktu. Batu ile ilgili en azından bir yorum yapmayı deneseydin keşke. Senin de fikrini almak isterdim çünkü en yakınmsın sonuçta. Şimdi yan yana kalpleri bir iki yabancı gibi hissettiriyor ve bu çok iğrenç derecede üzücü bir durum.
Umursamaz gibi davrandın, konuları bazen ciddiye almadın ya da bana öyle geldi. Büyük tepki gösterdim her zamanki gibi. Güneş işte, Melis ile hiç tanışmadın sen. Seninle tanışmamız bile hâlâ aklımda, bir keresinde içimden 'bir gün herkes Eunbum shipleyecek!' Demiştim. Öyle oldu sanırım. İnsanlara bunu birlikte sevdirdik. Yedi ay boyunca role play yapan tek biziz sanırım.
Sevgin, senin sevgin değerliydi ama ne yazık ki gösteremiyordun. Son bir kaç ay gösterdin yani biz kavga edene kadar. İnan cidden çok mutluydum. Ben gösterdim mi bilmiyorum. İnsanlar beni sevsin, onlar için en iyi arkadaş tipi olayım diye uğraştım durdum. Kendimi bunun yüzünden üzdüm.
Çoğu zaman gönderme yapıyor ve kıskandırmaya çalışıyor gibisin ve belki de bu sana benim yazacağımı sandırıyordur. Yazmaya ne gücüm kaldı ne de yüzüm. Şimdi deseler 'hangi güne dönmek istersin?' Tanıştığımız o güne dönüp Güneş'i uyarmak isterdim. Bir daha karşına böyle bir kız çıkmaz demek isterdim. Mümkün değil gibi duruyor. İki inatçı keçi gibiyiz. Şimdi yerimi başka kişilerle doldurmaya çalışıyorsun eminim olmuyordur. Ben herkes için denedim olmuyor uğraşma. Umarım buraya bakıp tekrar ağlamazsın. Belki bir gün tekrar arkadaş oluruz. İmkansız görünse bile
Seni seviyorum,
Beni bir daha göremeyeceksin eğer kendimi öldürmezsem :')
-Little girl Anne