Hayat...düşe kalka yürüdüğümüz ...zaman zaman birilerinin bize eşlik ettiği, günü geldiğinde ise yalnız adımlarımız ...kimi zaman düzlüklerinde, kimi zaman yokuşlarında ; koşar adım gittiğimiz yada bir ağacın sırtına yaslanarak nefeslendiğimiz...bazen dakikaları saat, bazen saatleri dakika ...
Kırgınlıklarımız... içimize attıklarımız, dilimizin ucuna gelenler, öfkeden kelimeleri bir sıraya getiremediğimiz zamanlar, sonradan aklımıza gelenlerle sabaha kadar alıp alıp veremedigimiz...yürümeye değer Arnavut kaldırımlarımız..
Dostluklarımız...buzlu bir yolda yürümek ...incelik, dikkat, tecrübe, sabır...yanındaki kaydığında kendi düşebilme ihtimalini göze alarak onu kavrayacak özveri ,merhamet...sayısı; kişinin yaşıyla, yaşadıklarıyla ters orantılı...azı kıymetli...
Mutluklarımız...yürüdüğünüz yolun oksijeni...derin nefesimiz...bakmayı bile-me-yenler, beklentisi çok olanların hep sislerin ardında bakabildiği ya da hiç göremediği...
Ben...yerle gök arasında bir yerde...kimi zaman siyaha, kimi zaman beyaza meftun...git gellerden yorulmuş..."kalbine tünemiş kuşları uçurmuş"* .
- JoinedJanuary 18, 2016
Sign up to join the largest storytelling community
or
Story by Isabel Clark
- 1 Published Story
YALNIZLIĞIN BÜYÜSÜ
7
0
1
Bugün günlerden yalnızlık. Bugün herşey siyah. Bugün herkes bitik. Ben gibi. Geçmiş gibi. Hiç gelmeyecek gele...