Biricik Okuyucularım;
Lütfen yanlış anlamayın! Hiç boş zamanım yok denecek kadar sıkı çalışmıyorum. Ancak geçen seneki gibi üzerimde bir rahatlık maalesef yok. Oldukça stresli ve yoğun günler geçiriyorum. TEOG'a bir ayın kalmış olması tüylerimi ürpertiyor. Dolayısıyla ben bunları düşünürken kitaba konsantre olamıyorum.
Aranızda mutlaka kitap yazanlar vardır. Hani çalışma masanıza yerleşip elinize kalemi alırsınız ve kelimeler, cümleler ardı ardına sıralanır... Hiç durmaz o kelimeler, hiç bitmez düşünceleriniz. Parmaklarınız kopana kadar yazarsınız. Beğenmediğiniz cümleleri hırçınlıkla silerken kağıdınız yıpranır, ancak sizdeki yazma sevgisi asla zarar görmez. Bu hissi iyi bilirim. Ben bu duyguyu sizinle tattım. Sizi düşünerek yazdım hikayemi...
Kendimi sizin yerinize koydum. Nerelerde kahkahalarla gülüp, nerelerde hüzünlenip, nerelerde küfürler saydırdığınız yerleri çok iyi bilirim.
"Acaba okuyucularım sever mi?" ... Evet, aslında kitap yazarken sürekli kendime sorduğum soru tam olarak buydu. Sizin beğeni ve takdiriniz benim için çok önemli. Buralara kadar sizin desteğiniz sayesinde gelebildim. Bendeki yeriniz o kadar büyük, o kadar derin ve içten ki; yazmaya çalışsam noktası bulunamaz.
Bu zamana kadar hep yanımda oldunuz. Peki ya şimdi? Birlikte bu günlerin üstesinden gelebilir miyiz? Birlikte sabredebilir miyiz?♥