Chiron Say

Eğer Tahta Kutudaki Umutlar veya Kötü Karakter Nasıl Yazılır kitaplarımı seviyorsanız o kitaplara @RokuKiseki den devam edeceğim. Bazı sebeplerden dolayı ara vermiştim, şimdi devam edeceğim. Güzel, mutlu günler! (LGS)

"İnançsızım ama tanrıya mı yoksa insanlara mı daha çok inanmıyorum emin değilim." 
          -Heiwa Roku Kiseki
          
          İlham gelip istek gelmediğinde ne yaparsınız?

Kitabımı okuyor musunuz? Sadece dürüstçe evet ya da hayır diyebilirsiniz. Dobra insanları daha çok severim çünkü kırmamak için nazik olduğunuzda kitabımı geliştiremem ve bu gelişime yardımcı olacakken bunu yapmamanız daha çok beni kırar. Şimdi okuyorsanız söyler misiniz? Cidden merak ettiriyor mu yoksa sıkıcı mı? Betimlemelerim ve konuyu işleme hızım iyi mi yoksa daha fazla mı bekletmeliyim? Yani eleştirir misiniz? Çoğu yazarın aksine eleştirileri severim ama yapıcı eleştirirseniz yani şunu yaparsan iyi olur falan derseniz iyi olur. Pek de umrumda değil diyebilirsiniz. O da serbest ama zaten takipçim 6 kişiyken bunu duymam sanırım.

Saygı duymak nedir? Bence olay gayet basit. İnsanlara zarar vermeyen bir konu hakkında bana ne diyebiliyorsanız bunun adı saygıdır. Sanırım saygı duymayı biz çok büyütüyoruz çünkü her şeye burnumuzu sokmaya meyilliyiz. Merak insanı bugüne getiren yegane şey olabilir ama kibirle bir araya geldiğinde çok tehlikeli olabiliyor. Tıpkı zeka ve merak bir araya geldiğinde insanın eline yaratma ve yok etme gücünün geçmesi gibi, sonuçta yaratmak ve yok etmek demek her zaman kütle korunumu kanununu bozmal demek değildir.

Sağdan yazmak çok saçma değil mi? Yani toplumun genelinin sağlak olduğunu düşünecek olursak eline mürekkep veya kurşun kalem izi geçecek... Sağ tarafı hayırlı, solu hayırsız sayma batıl inancı çok saçma bence. Aslında bir taraf hayırlı sayılacaksa kalbimiz solda, bu batıl inancı uyduranan tüküreyim. Gerçi teşekkür ederim ona, sayesinde hikayemde kullanacağım bir batıl inanç çıkmış oldu. Neyse ya, bana ilginç batıl inançlar anlatır mısınız? Mesela Türklerde bir tanesi şöyle: Gece göle veya denize girersen periler ruhunu çalarmış. Ya da Eski Mısır'da aynaların ruhu temsil ettiği düşünüldüğünden bugün bu kültürün aktarılmasìla Avrupa'da kırık bir aynaya bakmak 7 yıl uğursuzluk ile sonuçlanırmış. Çok sıkılmayın diye anlatmıyorum ama Japonlardaki öküz saati efsanesini de bir dinleyin derim. Böyle şeyler anlatır mısınız?