"Vatanım Sensin"in son bölümünü cesaret edip bitiriyorum bugün. Canım yanıyor izlerken. Halit Ergenç'in rolü oynamayıp yaşaması, Bergüzar Korel'in mimikleri ve Azize olarak Cevdet'e ve vatanına aşkı, Leon'un aşkı uğruna hain olması ve etraflıca düşünüp yeniden taraf seçmesi, Yakup'un görevine o müthiş bağlılığı, düşman olan Vasili ve Flipos'un bile oyunculukta harikalar yaratması... Şu an Cevdet ve Azize işkence görüyor mesela. Gözlerim dolu, çenem kasılı yazıyorum bu satırları. Elbette bu bir dizi lakin zamanında bunların sahiden atalarımız tarafından yaşanmış olması kanıma dokunuyor. Cevdet değildi belki, Gavur Mümin'di Mustafa Kemal'in yunan içine sızan ajanı. Biz nefes alalım diye can veren çoluk çocuk yaştaki atalarımız, ellerinde varını yoğunu verip Milli Mücadele'ye emek veren tüm analarımız ve atalarımız. Allah bin kere razı olsun. Yattıkları yerler incitmesin onları.
Keşke biz de bir arada durabilmeyi becerebilsek. Savaş olmasına lüzum yok, barış içinde de kenetlenebilsek keşke. Maalesef bu dönemde yalnızca bir olay vuku bulduğunda el ele tutuşabiliyoruz.
Her şeyin daha iyi olduğu yarınlara uyanalım. Ümidim budur.