Shadow onu bu kadar heyecanlandıranın ne olduğunu merak ederek genç kızın yanında yerini aldı. Kollarını kavuşturarak karşısında duran manzarayı izlemeye başladı. "Ne kadar da nefes kesici değil mi? Uzay, yıldızlar, gezegenler... Ve Dünya, özellikle de o. Ucu bucağı belirsiz koca evrendeki belki de tek yaşam alanı. Oraya dönmek için sabırsızlanıyorum." Maria büyülenmiş gibi Dünya'yı seyrederken Shadow onun bu halini izlemeye dalmıştı. Ark'ta doğmuştu, hiç akrabası yoktu; Maria ona eşlik eden ve onunla - deneyler dışında- konuşan tek insan olmuştu. Shadow'un ne olduğunu bilmesine, ne kadar farklı olduklarını bilmesine rağmen onunla ilgilenmişti. Fakat onda daha farklı bir şey vardı. Hasta olmasına rağmen sanki yaşam enerjisini çevresindeki herkese dağıtıyordu. Bu Shadow'un onunla ilgili gözlemlediği şeylerden yalnızca biriydi. Bir insan olarak Maria; Ark'ta onlarla birlikte yaşayan herkesten daha farklıydı, Gerald'dan bile.
"Sen de orada olmak istemez miydin?" Maria'nın ani sorusu Shadow'u girdiği düşünceler aleminden uzaklaştırmıştı. Bir an düşünceli bir şekilde koca gezegeni inceledi. "Sence orada bana da yer var mıdır?" Maria onun sorusuna tebessüm ederek cevap verdi. "Elbette, Dünya her türlü canlıya kucak açacak kadar büyüktür ve eğer kendini yalnız hissedecek olursan sana yoldaşlık edecek arkadaşlar bulacaksın, hatta belki de onlar seni." Bu cevap Shadow'u başka bir düşünce zinciriyle kuşattı. Şimdi o da merak etmeye başlamıştı. Dünya gerçekten de böyle bir yer miydi? Bir gün gerçekten oraya gidebilecek miydi? İnsanlar onu aralarına kabul edecekler miydi? Shadow cevaplar için beklemeye karar verdi. Eğer bir gün Dünya'ya inecekse bunun için önce Maria'nın iyileşmesi gerekirdi. O zamana kadar Dünya bu ikili için bir hayalden ibaret olarak kalacaktı.