Ey Olric en derinlerinde yaşadığın sevgiyi yine en derinlerinde yaşadığın acı ile kapatırsın. Sevgilinin seni ısıtan kalbi, sevgisi, aşkı, şehveti yerini acı ve ızdıraba bırakır yüreğini verir ateşe. Geri gelmeyeceğini bilmek, yine de her zaman olduğu gibi ışıldayan cildine dokunmak. Mahveder adamı. İnanasın gelmez. Bir peri masalı gibi gelen hayat bir anda en büyük kabusuna dönüşür. Delirirsin. Acın değil sevgin delirtir seni! O adama olan sevgin seni delirtir Olric. Ellerinden kayar bir anda tutamazsın onun aciz ruhunu! Son sözleri korkuyorum olur , sevdiğin adam kollarında can verirken duyarsın rüyalara bedel sesini. Geriye ondan kalan tek şey sana bahşettiği, tanrının sana verdiği tek lütuf iki bebeğin. Aynı ona benzeyen... Baktıkça hatırladığın o güzel bebekler. Olric bak bana ölüyorum anlasana. Acın sarıyor yüreğimi yakıyor adeta. Her bir alev topu gözlerimden damlıyor bir yaş olarak. İçimdeki ateş gözlerime çıkıyor damarlarım ateşin verdiği acı ile belirginleşiyor ben ben bütün benliğim ile ölen prensin yasını tutuyorum Olric! Ben ölen ruhumun yasını tutuyorum Olric! Ben dayanamadım bu aciz dünyanın bana gülmesine gülüyorum Olric... Beni toprağın en derinlerine göm. Köpeklere yem et. Bir parça bırakma bedenimden. Ölmek istiyorum tekrar tekrar ve tekrardan bu aşk ve acı bu gazap. Gözlerim, Olric. Görmüyorlar artık. Kurudu göz pınarlarım. Yalvarıyorum, yalvarıyorum, yalvarıyorum kurtar yaşat onu. Gözlerim, göz yaşlarım can suyu olsun ona. Bedenim bedeni, ruhum nefesi olsun. Ama lütfen Olric kurtar onu. Bana gerçek yaşamı ver, son kez huzuru tattır ve öyle git Olric. Lütfen. Olric. Yalvarırım.