Evet sevgili okurlar, uyuyamayanlara hoşgeldiniz. Uyuyanlar da birgün çektiklerimizi çekecektir! Yersiz atar sonrası buraya konma nedenimi açıklıyorum: boş muhabbet yapmalık, istediğin kadar yazmalık bu araziyi yeni fark ettim. Evet, rahatsızım. Yaklaşık 10 aydır kullandığım bu programda -belki de 1 yıl 10 aydır (yoha)- burayı yeni fark ettim. Kısacık mini minnacık atarlı giderli derin sözleri buraya salabilirim. Arada da "uyuyamayanlar" köşemizle aklımdakileri salabilirim. Aslında geveze bir insanımdır. Yani zihnim gevezedir. Önceden çeneme de vururdu sonra baktım kimse dinlemiyor, vurdum kendi kendimle konuşmanın dibine. Laaappss! Zihnimdeki gevezelik de öyle lanet bir şey ki hiç bitmiyor. Susmuyor aga! Susmadığı gibi daldan dala da atlıyor şerefsiz. Başta günün değerlendirmesini yaparken bir an kendimi Bülent Ersoy'un yüzüklerinde buluyorum. O yüzüklerde de herkes bi kendini arar. "Kaç tane ben eder ya bu yüzük?". İnsan ister istemez bir hesap yapıyor. Duyar zahmetine girmeye de gerek yok, elbette hiçbir malın değeri bir canla ölçülmez. Ama insan bir düşünmüyor değil. Neyse işin özü uyuyamadım. Çevremdekiler de soruyor "ya nabıyon da uyumuyon" diye. Bu sevgime lanet olsun ki verecek cevabım yok. Çünkü yaptığım bir şey yok. Giydirme oyunu oynarım da uyuyamam öyle bir durum. Yapamıyorum. Bak yazdıkça uykum geldi iyi oldu. Bunu kapatınca uykum kaçarsa giydirme oyununa dalarım. Hadi yattım ben. Üzmeyin hiç kendinizi.