Dalgalardasavrulur

"yosunlar yön gösterir derler, benim yönüm sana çıktı senin yönün nerede?"

Dalgalardasavrulur

Küçük balık ait olduğu yerde nefes alamıyordu. Onu küçük bir fanusun içine kapatıp ondan yaşamasını istiyorlardı. Ama o burada değil yaşamak nefesin bir damlasını bile alamıyordu. Yalnız, çaresiz bir şekilde kurtulmayı bekliyordu. Kimsesi yoktu balığın. Lanetlenmiş gibi tek başına yüzüyordu ona verilen bir kaç karelik bir fanusta. Oysa ki onun yeri uçsuz bucaksız olan o karanlık adıyla da anılan Okyanustu. Onun yeri orasıydı. Orada özgürce yüzebilmek, belki de bazı yosunların arasında kaybolmak istiyordu. O köpüklü güzel kokan dalgaların arasında süzülmek, batıp çıkmak istiyordu. Burada küçük bir fanusun içinde nefes almayı taklit ederek yaşamaya çalışmayı değil. Küçük balık daha fazla dayanamıyordu. Okyanusun o derinliğinde, karanlığında ona da yer yok muydu? O kocaman olan karanlığa boğulan o ünlü Okyanus onu da dalgalarının arasına alamaz mıydı?...

Dalgalardasavrulur

Bazen denizler kadar dolup taşıyor içinde ki o ağlama duygusu. kimseye anlatamıyor içinde ki acıyı, çaresizliği, yüreği kor alevler gibi yanıyor. canı canından çıkmak için belki de gün sayıyor ama Tanrı dışında kimse içindeki yangınları bilmiyor, anlatamıyor belki de. Yüreği her alev aldığında söndüremiyor. En çaresiz olanı da bir başkasınında söndürememesi... Denizin ortasında kalmış bir balık... denizin ona nefes olması gerekirken içinde bitmek bilmeyen dalgalarıyla balığa adeta cehennem oluyor. En kötüsü de denizin ve diğerlerinin haberi olmaması...