Sallanmak en güzeldi eskiden. Sonra zaman geçti. Zaman geçtikçe daha az sallanmaya vakit bulur olduk önce. Sonra salıncaklar daha az aklımıza gelir oldu. Bir gün salıncakları unuttuk. Zaman geçti ve bir an aklımıza bir zamanlar ne de güzel salıncakta sallandığımız geldi. Sahi nasıl unutmuştuk o güzel günleri? Karşımıza ilk çıkan salıncak için söz verdik kendimize ve bir gün bir salıncak gördük. Sallandık sallanmasına ama bir eksiklik, belki bir fazlalık, en azından bir değişiklik vardı. Belki salıncaklar eskimişti, belki ruhumuz sığamamıştı artık o oturaklara ya da fazlalık gibi hissettirmişti bize etraftaki güzel çocuklar. Belki artık eskisi gibi sallanamayız asla ama nedense hiç unutamayız sallanmanın en güzelliğini. Hep mideyle kalbin arasındaki o gizli bölmede saklarız.