2011 yılından beri on kişiden onunun bildiği bir şirketin projesinde masa başı iş yapıyorum.
Hayalim, emekli olduğumda sahil kenarında bir yandan termosumda demlediğim çayı yudumlarken diğer yandan çocuk yaştan beri karaladığım denemeleri yazıya dökerek okuyuculara ulaştırmaktı.
2020 yılının başında tüm dünyayı etkisine alan covid-19 bir çoğumuz gibi bana da insan hayatının çok kısa olduğunu hatırlattı.
Ölüme ne kadar yakın olduğumuzu görmezlikten gelip hiç ölmeyecek gibi yaşamak budalalığın en büyüğü değil midir?
Peki bir saniye sonra hayatta olacağımızın garantisi dahi yokken hayallerimizi ertelemek niye?
Yapmak istediğim şeyleri ertelememek kararını aldığım an itibariyle iddialı olmasam da wattpad aracılığı ile hikayelerimi yazmaya ve yayınlamaya karar verdim.
Beğenilmek, takdir görmek güzel olsa gerek?
Açıkçası hikayelerim beğenilse de beğenilmese de ben paylaşmaya devam edeceğim.
Sebahattin Ali'nin o çok sevdiğim sözü yaşam felsefem oldu diyebilirim:
"Kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim. Kimseden akıllı, kimseden güzel, kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok. Kimse için en değilim. Daha değilim. Bu devasa iddiasızlığın bana verdiği özgürlüğün hastasıyım."
İddiasızlığımın verdiği özgürlüğün tadını çıkarıyorum... yazıyorum, çiziyorum, söylüyorum...
Tamamen kurgu olan karakterlerin, hikayelerimin içerisindeki bir cümleye ya da bir kelimeye belki gözyaşımı, kahkahamı saklıyorum ... Özgürce yaşıyorum :)
Hepsi bu!
- JoinedOctober 13, 2021
Sign up to join the largest storytelling community
or