Diclinious_

Aradan bir sene geçmesine rağmen hâlâ aynı durumda olmak çok koyuyor

sadehobi

Vay be anasını panonu günlük gibi tutmuşsun be bende yapmak isterim..

sadehobi

@sadehobi yok silme! 3,4 yıl sonra yine buraya bakıb hatırlarsın biliyomusun benimde günlüyum vardı kayıb ettim 4yılın günlüyüydü ama sana diyeyim buraya yazman iyi birşey çünku yıllar sonra burada yine kalıcak silinmeyecek hatta hesabını deyiştirsen bile bu hesabı bulum okuya bilirsin bütün hatıraların gözünün önünde canlanmış olur.
Reply

Diclinious_

@ sadehobi  böyle bir isteğin varsa yap bence zararının olacağını düşünmüyorum
Reply

Diclinious_

@ sadehobi  uzun zaman önce yaptığım bir şeydi. Şimdi öyle çok yazı yazmam. Eğer yazacak olursamda sadece notlarıma yazıyorum. O an yazdığın zamankiyle aynı duygular içinde olmuyorsun belki ama bir zamanlar öyle hissettiğimi hatırlatıyorlar bana. Çok kez silmek istedim ama bir türlü olmadı kaldılar öyle.
Reply

Diclinious_

Uyku öncesi sersemlikte yani tamamen bilinçsiz davrandığım, kendim olduğum o zamanda. Birçok intihar cümlesi yazmıştım. Uykuya daldığımda ise bir intihar gerçekleşmiş ama eden kişi ben olmamıştım. Rüyamda bile huzura hep başkaları erişiyordu. Kendini geriye bırakmasından yere çakılışına kadar tüm detaylarıyla izledim onu. Düşmeden önce ani gelen cinnetle yapmıştı bunu. Ortamda o ve ben dışında başka kimse yoktu. Onu ben mi bu kadar sinirlendirmiştim? Oysa ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. O an ütümde büyük bir yük taşımanın yorgunluğu vardı. Bilinçaltım çok geniş olmasına karşı havasızdı. Rüya boyunca rahat nefes alamamış, baskılanmış hissediyordum.
          
          Herneyse.. hareketsiz bedene bir süre öylece baktım. Onla olan anılarımıda beraberinde götürmüştü sanki. 5 dakika öncesine kadar tanıyordum oysa.. 
          Bir süre zorladım kendimi; gerçekten hiçbir şey hatırlayamıyordum onunla ilgili. Gözüm ak düşmüş siyah saçlarına takıldığı zaman anımsadığımı hissettim.
          
           Ben insanları anılarımda bile yaşatamayacak kadar boş biriydim. Çiçekler sulanmazsa eninde sonunda ölürdü ve ben tanrının kurak çöllerinin bakımı için görevlendirdiği susuz bir bahçivandım. Hiçbir şey hissedememiştim.  İnsan onu doğuran annesinin ölümü karşısında bu kadar umursamaz olmamalıydı.
          
          Üzülmediğim için kendimden tiksindim. Belkide sadece onu sevmediğim için üzülmemiştim? Onun bedeninin yerine milyonlarca insanı hayal ederken buldum kendimi. Ve sonuç hiç değişmedi. 
          
          -Neden böylesin. Senden nefret bile edemiyorum biliyor musun.
           
          "Beden onu kontrol eden ruhuna isyanlar ediyordu. 
          
          Onu daha iyi kontrol edecek milyonlarca ruh vardı cidden bu kadar şanssız mıydı da bu kadar iğrenç bir ruha denk gelmişti?
          Sorgulamanın mânâsı yoktu. Ruh onu istediği zaman bırakabilirdi ve başka bir bedenlerde belkide sonsuza kadar yaşayabilirdi. 
          Ama beden...
          Eninde sonunda çürüyecekti. 
          Eksiklik,huzursuzluk ve bir parça burukluk götürecekti toprağa. 
          Zavallı.
          Onu ruhuyla sevecek kimseye sahip olamayacaktı,hatta kendisine bile.

Diclinious_

Biliyor musun artık üstünde eskisi kadar çok düşünmemeye başladım. İçimde hep bu duruma düşeceğimin korkusu vardı ama sebebini asla bulamazdım. Neyden korkuyorum ki içimde bulunduğum durum zaten kötü, umutsuz bir insanım. "Umutsuz bir insan ne kadar uzun yaşayabilir ki" veya "yaşamak umrunda mıdır?".
          
          Ölümü çoktan kabullenmiş biri olarak bu düşüncelerdeydim.
          
          Artık yoklar..
          O an korktuğum şeyi hâlâ tamamen anlamış değilim.
          Umutsuz olduğum için yaşayamadığımı,yaşayamadığım içinde duygusuz olduğumu sanırdım.
          Ama umutsuzluk da bi duyguymuş onu öğrendim.
          Ve ben sanırım o duygumdanda köreldim.
          
          Birde çok soru sorardım. Artık sormamaya başladım. Çünkü sordukça sadece zihnimdeki o gürültü artıyor. (Ve bu ister istemez çevreme yansıyor)
          
          Kimsenin ayağına batacak taş olmak istemem.
          Böyle bir korkum yok aslında ama sadece istemiyorum buna hakkımın olduğunu düşünmüyorum işte.
          
          
          
          Hiçbir şey anlatamadıysamda...sıkıldım işte.
          En sevmediğiniz aktiviteyi düşünün ve onu doğduğunuzdan beri tek bir saniye ara vermeden yaptığınızı.
          Vâr olmak bizim için böyle bir şey işte.
          Ruh ve beden kavgasının enkâzındayım.
          

Diclinious_

Hayat ne kadar garip bugün odamın bir köşesine oturup etrafımı o köşeden gözlemledim.Sonra düşündüm durdum ya bu hayata odanın köşesine yapışmış bir toz parçası olarak gelseydim? Çok sıkıcı olurdu sanırım ama yinede olmak isterdim.

Diclinious_

Artık ne acıyor ne de sevindiriyor,üzüyor,özlüyor,korkutuyor,huzur veriyor.Kısacası hiçbirşey hissettirmiyor. Ne bıkkınlık geldi ne de birşeyler yapma isteğim.Hiçbirşey kalmadı.Hiçbirşey hissetmiyorum.Bir ağlamak vardı onuda kaybettim.Üşüyorum ama bir o kadarda yanıyor gibiyim.Dağlara taşlara kadar doluyum ama bir o kadarda boş gibiyim.Bilmiyorum.Bu hayatta sadece gibiyim.Düşünüyorum sadece;çok dağınık bir şekilde.Günden güne öldüğümü biliyorum.Herşeyin bir sonu vardır sonuçta.Umut varmıdır gercekten yoksa kendinimi kandırır insan.Belkide normali budur.Belkide normali aramamalıyım.Beklemelimiyim.Yoksa bir papatya olup en güzel kokumu mu vermeliyim.Kafam hep karışık kalacak.