İstanbul- 16
Elime aldığım kalem, ya beni güçlendirecek yada sivriltilmiş ucu parmaklarımın arasına saplanıp yoluma taş koyacak. "Yoluna düşen taşları parçala." Demişti, bir bilge.
Bundan beş yüz yıl küsür önce.
Parmaklarımın arasında bir kalem, mürekkebi önümde duran boş sayfanın üzerine damlarken, zihnimde oluşan hayaletlere kelimelerimle can veriyordum. Yazdıklarımın hepsi birer hayalet, ve ben geçmişin acı bir kırıntısıyım.
Kafamın içindeki hayaletleri kovalamak en büyük oyunum, kalemim en büyük savunmam. Ve zayıf noktam, onları öldürmek değil ölmeleri gereken yerde tekrar yaşatabiliyor olmam.
Oysa bir beden küçük bir yaraya dayanamazken, bir ruh acıya nasıl dayanabilirdi ki?
Kitap kapak tasarımı yapabilen kişiler mesaj atabilir.
- JoinedDecember 7, 2016
Sign up to join the largest storytelling community
or