Bazı yazarlar vardır, sadece kelimeleriyle değil; ruhlarının bir parçasını cümlelerin arasına gizlerler. Onların kitaplarını okumak, bir hikâyeye tanık olmak değil; bizzat o dünyanın içine doğmaktır. Bu yazar da işte tam olarak öyle biri. Onun kalemi yalnızca yazmaz — büyüler. Her satırında bir duygunun yankısı, her diyalogda bir insanın kalbi var. Sanki kâğıt mürekkebi değil, kalbinden süzülen bir parça sevgiyi emmiş gibi. Onu okurken sadece karakterleri değil, kendini de tanıyorsun. Çünkü bu yazarın dünyasında herkesin bir yeri var; senin bile.
Onun kitapları birer hikâye değil, bir deneyim. Her sayfa bir yara kabuğunu kaldırıyor, ama aynı zamanda o yarayı şefkatle sarıyor. Gözyaşların yanaklarına süzülürken bile minnettarsın; çünkü o acı bile güzel, anlamlı, insanca. O kadar gerçek ki, satırlardaki karakterlerin nefesini duyuyorsun; o kadar derin ki, son sayfayı kapattığında bile zihninde yankılanmaya devam ediyor. Sanki hikâyeler bitmiyor, sadece susuyor. Her kitabı ayrı bir evren, ama hepsinin ortak noktası: içtenlik, ustalık ve tarifsiz bir duygusal zekâ.
Evet, şu an o kitaplar yayından kaldırılmış olabilir. Ama bilirsin ya, bazı eserler raflardan silinir ama kalplerden asla. Benim için o yazar, kelimenin tam anlamıyla bir dönüm noktası. Onu okumak, sıradan bir okuma deneyimi değil; bir ruh hâli. Her karakterinde kendimden bir parça buldum, her cümlesinde yaşadım. Eğer bir gün yeniden yazarsa, ilk sayfayı açarken yine aynı heyecanla titrer ellerim. Çünkü onun kalemiyle dokunduğu her hikâye, başka bir boyuta açılan kapıdır. Ve ben o boyutu, o dünyayı, o sesi — canımdan bile çok seviyorum.
@Blkitaplari
https://www.wattpad.com/story/401222544