Sanki unutmamış gibiydi, dünden bugüne kalan günahların bedelini. Er ya da geç ödeyecekti. Ya yaptıkları için ya da yapamadıkları içindi bu kısas.
Beklemek kadar acı bir şey yoktu. Ya da acınası. Ne olacağını nasıl olacağını bilmeden umutsuzca beklemek. İşte o bekleyemeyecek kadar sabırsız onun kısası ise bu belirsizlik içinde beklemeye değecek kadar değerliydi.
Aşk belki de sabırdı. Sadece sabredenler kazanırdı belkide. Öyle kolay olmamalıydı. Ya da çabuk. Derinden içten sevmeliydi. Belki her gün daha çok. İnce ince çok çok içine işlemeliydi ki değer kazanmalıydı. Belki de en büyük tevafuk sabırda saklıydı. Boşuna denmemişti "Sabrın sonu selamet." diye. Ya da "Allah sabredenlerin yanındadır."lafı boşu boşuna değildi.
Her kim aşkı için savaşırsa kaybetmeyi ya da savaşta kaybedeceklerini göze almalıydı. Yoksa bu harp hevesten başka bir yere varamazdı...
Yeni bölüm geldiğini okuyun hadeeee