Karanlık çarşaf gökyüzüne serildiği zamanlar ürkerdi benim çocukluğum. Her bulutu dev bir pamuk sanıp, Onun içinde huzuru aramaya çalışacak kadar büyük aptallıklar satın alıyordum her gökyüzüne baktığımda. Gecenin etiketi olan dolunay yıldız desenli bir nevresim ile beni boğmaya çalışan katil rolüne büründü zaman zaman. Kara tuğlalı zihnimin odalarından daha kara bir şey varsa içimdeki çocukluğumu korkutan kara duvarlarımın içinde sinsice dolaşan cam gözlü kara kedi. Ne kadar çok kalbimin duvarlarını tırmalayarak canımı yakacak kestirmem mümkün değil. Gönlümün seralarına doğan güneşler ya vebalı ya kanser, gün ışığı göremeyen kediden sakin olmasını beklemek ne kadar normal olabilir ki? Yaşlılık içinde yaslanmış kediyi bulduğunda geliyor insana, bulamadığımda ise yalnızlık. Umutsuzca umursamaz bir kar yağıyor saçlarına o zaman tarlalarına doğan her güneş o kadar parlıyor ki, içinde büyüttüğün tüm meyveleri kurutuyor. Ekmenin yararı olmadığını anladığın zaman ölüm soğuk bir nefesle dudaklarına öpücük atıyor. Sen ne sanmışın ki? Pişman olmak aldanmanın ta kendisidir, ben pişmanlıklarla yetinmeyip dev pişmanlık yapan birinin beyninde yaşayan küçük düşüncelerin oluşturduğu larvaları tüketerek ayakta duran büyük bir parazitim
- Elazığ
- JoinedJune 9, 2015
- website: www.instagram.com/erenkutlu1903/
- facebook: Eren's Facebook profile
Sign up to join the largest storytelling community
or