Dostluk ve aşk arasında ince bir çizgi vardır. Bu çizgiyi yakalamak gerekir. Ya dostluğu seçersiniz ve  aşkınızdan mahrum kalırsınız, ya da aşkı seçip en yakın arkadaşınızı kaybedersiniz. Dolunay ve Uzay işte tam bu çizgide gidip gelmekte. O çizgiden ayrılmıyor, ayrılamıyorlar. Çünkü biliyorlar ki çizgiyi aştıkları zaman büyü bozulacak. Ve bu, en son isteyecekleri şey...

Ben mi? Ben Eylül. Okul dönemi en yakın dostlarım Derin ve Deniz ile eğlenmemiz, yaz dönemi ise sıkılmak gibi gayet normal bir hayatım var. Bütün 8. sınıflar nasılsa ben de öyleyim. Ah, tabi bir de TEOG var. Galiba o hayatıma biraz aksiyon katıyor. 

Yazmayı çok seviyorum. Okumayı da. Bu kendimi bildim bileli böyle. Bu yüzden geçen yıl yaz ayları gibi bu hesabı açtım. Tatilde sıkılıyordum ve bu beni eğlendiriyordu. Uzaydaki Dolunayı yazdım. Bir bölüm sonra nedenini bilmiyorum ama yazmayı bıraktım. Tam bir yıl boyunca hiç yazmadım. Şimdi ise yazmaya devam edeceğim. Çünkü bunu yapmayı çok seviyorum. 

Uzaydaki Dolunaydan umutluyum. Hem de çok. Tabi kitap olmasını beklemiyorum. Ama en azından sevilen ve meşhur bir hikaye olmasını bekliyorum. Şu anda çok yeni, ama inanıyorum ki ilerde çok güzel yerlere gelecek. Siz mükemmel insanların sayesinde.