Çınlıyor kulaklarım o gecedeki gibi. Duyamıyorum hiçbir şey. Kalbim atmıyor  ama yaşıyorum. Acı çekerek yaşıyorum. Midem bulanıyor. Ağlamaktan gözlerim kızarmış, yanaklarım ıslak. Sonra... sonra o şarkı çalıyor bir yerlerde. Merdivenlere doğru yürüyorum, müzik daha da artıyor. İniyorum aşağı geceliğimle. Son basamağa gelince duruyorum çünkü O'nu görüyorum. Smokiniyle en sevdiği kırmızı deri koltuğunda yayılarak oturmuş dışarıyı izliyor. Beyaz gömleğinin üstte iki düğmesini açmış ve papyonunu yanındaki koyu kahverengi tahta sehpaya koymuştu. Parmaklarının arasından kayarak düşecekmiş gibi duran bardağın içinde özel günler için sakladığı şarap vardı. En sevdiğimiz şarkıyı açmış şarabından küçük yudumlar alıyordu. Başını hafif kaldırınca gümüş aynadan beni gördü. Birkaç saniye bakıştıktan sonra gözlerinin kızardığını gördüm -bir kaç gündür uyumuyordu-. Uykusuzluktan kızaran gözlerini tekrar dışarıya sabitledi. Yanına gidip arkasından titreyen ellerimle omuzlarına dokundum. Kulağına eğilerek "Bu şarabı kutlamalar için saklıyordun," dedim bir fısıltı eşliğinde. Ciğerlerine derin bir nefes çektikten sonra dudaklarını araladı. "Yalnızlığımı kutluyorum, Nemesis,"    

"Sorsan ikimiz de maviydik. Ama birimiz deniz, birimiz gökyüzü."
-Nemesis
  • JoinedAugust 13, 2015


Following