2 yıl geçti. Sizin olmadığınız koca dünyada iki yılımız geçti. aslında bakarsan nasıl geçtiğini asla anlamadık. hem çok hızlıydı hem de çok yavaş. üzülüyoruz nasıl dayanacağız sizsiz diyoruz ama iki yıl geçmiş bile. gerçi hala dayanamıyoruz. hani alışacaksınız gidenin ardından ağlamayı bırakacaksınız diyorlar ya yok öyle bir şey yalan. içimiz kan ağladıktan sonra gözler akıtmasa ne olur? içimizdeki yangın sönmedi gittikçe alevleniyor. zaman geçtikçe alışmıyor insan zaman geçtikçe daha çok özlüyor daha çok ağlıyor. çünkü zaman geçiyor önce sesini unutturuyor sonra birbir mimiklerini yüz ifadesini unutturuyor. aslında zaman geçtikçe daha çok acıyor ama herkes tam tersine inanmak istiyor.
Züzüm, hayatta belki daha çok şeyler görecektin belki bir doktor olup beyaz cübben ile övüncektin belkide mühendis olup bize hayallerini anlatacaktın. belkide annenin sıcaklığında daha çok zamanlar hayal ediyordun ama erken gittin. en çok sevindiğim ne biliyor musun? ne ailen senin acını çekti ne de sen onların acısını şuan cennette bir aradasınız biliyorum belkide bu zamana kadar bu yüzden ayaktayım. bilmiyorum. Züzü sana niç seni seviyorum diyemedim ama umarım hissetmişsindir. seni çok seviyorum ben züzü hemde 2 yıl boyunca sesini unutmamak için 2 dklık videoyu 1 saat aralıksız izleyecek kadar çok seviyorum. mezarına hiç gelemedim züzü bana kırılma olur mu. o güzel yüzünü örten o kara toprağı görmeye cesaretim yoktu. sonra senden kilometrelerce uzağa taşındık gelemedim yanına ama kalbimde hep sen varsın. bir gün geleceğim...
seni çok seviyoruz, seviyorum.
....boğazında düğümlenen hıçkırık olayım, unutma beni unutama beni