"Ya ama!" dedi sitemli bir ifadeyle Asel. Mirza'nin ciddiyetini görmesiyle de bu işi bir tek cilve yaparak yapışarak vazgeçirebileceğini düşünmüştü. "Ama aşkım, sürekli midem bulanıyor. Bu halde dışarı çıkıp bir şeyler yiyip insan içinde kusayım mı yani?"
Yüzünü asması, buruşturması, ağlak bir ifadeye bürünmesi üstüne bir de doğrularak Mirza'ya yanaşması ve başını omzuna sürtmesi hiçbir işe yaramamıştı. Mirza çok ciddi ve netti. "Hayır güzelim. Daha fazla aç duramazsın, istediği yap. O yemek yenecek."
"Of ya! O zaman ben burada ölü gibi yatmaya devam edeceğim!" dedi sitemle ve Mirza'dan uzaklaşarak kendini tekrardan geriye bıraktı. Mirza ise onu umursamadan ellerinden tutup çekiştirerek tekrar doğrulmasını sağladı. Asel yüzünü asmış Mirza'ya bakarken Mirza ona gülerek aşk dolu bakışlarını sunuyordu.
"Hadi. Yemek kısmını görmezden gel, gezeceğiz de aynı zamanda." dedi sırf ısrar etmemesi için. Asel geri yatmasa da kalkmaya dair de bir harekette bulunmadığında Mirza bu işin böyle olmayacağını anlamıştı. Dolabına giderek kapaklarını açmış içini inceledikten sonra kalın bir kazakta karar kılmıştı. Kazağı eline alarak gelmiş Asel'in asık yüzünü umursamadan kollarından tutarak yavaşça giydirmişti kazağı. Sabah duş almadan önce ateşi düşüp tekrar çıkmadığı için bir tık kalın giyinmişti Asel, tekrar kötüleşmemek için. Bu yüzden altında da kalın bir tayt vardı. Onu gördükten sonra umursamamış ayaklarını yataktan sarkıtmasını sağlamıştı.