#Maçakızı8 bölüm 130'u okudum.
Eskiden bölüm yorumumu bölümdeki bir satıra yapardım, başkalarıda yapardı. Daha sonra sevdiğim beyin fırtınaları yapardık, şimdi satırlarda birbirimize denk gelip buluşmak biraz güç. İçimden geçen yorumu son satırdan önceki tenha satıra bıraktım, o kadar karmaşık yorumların arasında eskisi gibi bölüme dair içimizden geçenleri döktüğümüz yorumlara özlem duyanlar varsa diye buraya da bırakıyorum. Bir zamanlar yorumlaştığım herkese kucak dolusu sevgiler ve Maça Kızı 8'e şükür kavuşturana diyorum. ♥️
Bu bölümü o kadar çok bekledik ki, araya o kadar şey girdi ki belkide bizim bu bölümü bugün okumamız gerekiyormuş dedim. 1.5 sene önce okusak, ya da ben okusam bölümün içindeki umut kırıntılarını böyle toplayamazdım diyorum. Bora ve Nazlı'ya ben hiç kıyamıyorum. Onları hep kayırıyorum. İkisini iyi/kötü ayıramıyorum, şu yaptıkları hata bu hareketleri günah diyemiyorum. Ben kargayım da onlar benim gözüme kuzgun işte Çok kötülük içinde kaldılar, çoğu şeye kendi rızalarıyla bile girmediler mecbur bırakıldılar. Ben belkide o yüzden bu bölüm içindeki A harfinden bile bir umut çıkardım. Çünkü gördüm benim tam zıttım, oo kesin mutsuzluk olacak bunlar kötü günlerin habercisi diyenleri. Ben onlardan hiç olamadım zaten Bora'nın "verdiği sözler" e bir selam çakılsada ben belkide Bora'nın tutamadığı sözlere -niyeyse Bora'nın daha önce istisna olsada sözünde duramadığı anlar olduğunu düşünüyorum- bir yenisinin ekleneceğini düşünüyorum. Ya Bora'm Allah aşkına Anıl'a da sözünde durmayıver, ötede hellaleşirsiniz canımın içi. Nazlı göreve lütfen kendin ve bizim için Bora'dan yaşama sıkı sıkı sarılması için bir söz al, lütfen...
