Hayal_bekcileri_

Kaçtım kederimden aynalarda yüzüme bakmam ...

Hayal_bekcileri_

Masum masum b6akiyirdu bana,burnunu hasta olduğunu belli etmek istemez gibi yavaşça çekiyordu.Tıpki küçük bir çocuk gibiydi, lacivert gözleri ağladığını belli etmek ister gibi kıpkırmızıydi.Onu inceledigimi fark edince bir anda yüzüne bir tebessüm yerleştirmişti.
          "Dorukkk"sesini küçük bir çocuk gibi yapıp dudaklarını buzmustu.
          "Lavinyaaa"bende tıpkı onun gibi masum şekilde bakmaya çalışıyordum ona"yalancı gulumsemen ve sen yakıyorsunuz"deyip dudaklarımı ona bakıp buzmustum. Yüzünde gülme cizgileri belirginlestiginde başarıya ulaşmış gibi ona doğru bakmıştım.O ise bana aldırış etmsen her zamanki sorusunu sormuştu.
          "Hava bugün nasıl"
          Göz devirmeden edememiştim sorusuna karşı 
          
          "Her gün bıkmadan usanmadan bunu soruyorsun Lavinya ama ne desem de yine aynı şekilde çıkıyorsun. Herkes yağmurdan kaçarken sen kendini yağmura teslim ediyorsun. Şemsiye bile almıyorsun korunmak için"devam edicekken lavinya buruk bir tebessümle bana doğru bakmıştı
          -Söylenese Doruk,şemsiye içimdeki yagmuruda dindirecek mi?
          Susmustim cevap verememistim ona karşı, bana bakıp acı bir şekilde gulumsemisti.
          "En azından kalbimden akan göz yaslarima eşlik eden biri var,göz yaslarimin sesini azaltan" tam ağzımı aralicekken yine her zamanki gibi pijamalari ve terlikleriyle dışarıya adımını atmıştı.Kapiyi kapatmak için yeltendiginde bana doğru bakmıştı."neden usmuyorum biliyor musun,ruhum ateş almış benim doruk. Benim ruhum yanıyor doruk hiç bir güç sonduremiyor. Ben kendi atesimde yaniyorum kendi suyumda boğuluyorum Doruk"kapıyı hızlı bir sekilde kapatmıştı. Ama dediğini duymama engel olamamisti
          "Hey yağmur bu sefer kimin için ağlıyoruz ,bende öyle tahmin etmiştim"
          "Yok oluşumuza"
          
          Doruk...

Hayal_bekcileri_

"Beklemiyordun demi Lavinya, Rüzgar Tunanin gözlerindeki bu ifadeyi beklemiyordun demi?" Sanki benden iğrenir gibi gözlerini gözlerimden uzaklaştırdığında bu tepkisine karşılık kahkahaların eşlik etmişti.
          "Hayrola Rüzgar ,ay tüh bey mi demeliyim yoksa.Baksaniza bana, gözlerimin içine bakıp desenize." 
          Adımlarının aksadigini hissedebiliyordum arkasını dönmekten tereddüt eder gibi olduğu yerde durup bakışlarını bana doğru çevirmişti.
          Yüzüne iğrenir gibi bir gülümseme yerleştirip ilk önce gozleri ellerindeki iplerde gezinmisti sonra nerdeyse parçalanmış gibi her yeri delik deşik olan kollarımda, artık daha fazla dayanamadığı mi bekki eden solgun yüzümde ve son olarak gözlerimde kalmıştı gözleri. Meydan okur gibi gözlerine odaklamistim bakışlarımı.
          "Bekliyorum haydi bakın, atın o ilk başta bahsettiğiniz bakışı hatta size bir iyilik yapicagim Rüzgar bey yorumlicam bakışlarınızi" gözlerini bir an bile ayırmadan sanki beni küçümser gibi iğrenir gibi gözlerime baktığımda sanki bir an cidden goremedigimi sanmıştım ama diyorum ya sadece bir saniye sürmüştü diye. Gözünde o ela gözlerinde yansıyan ayı görünce yüzümde istemsiz bir gülümseme oluşmuştu.Ruzgarin bana hayretle baktığını biliyordum .Sinirlenmiş gibi gözlerini gözlerimden çekip hızlıca çıkışa doğru yönelmişti. Kimseye aldırış etmeden bağırmaya başlamıştım.
          "Yanılıyorsun Rüzgar Tuna o gözlerde boşluk değil o gözlerde bir kere daha her seferinde gördüğüm gibi gökyüzünü gördüm ve biliyor musun bu her seferinden daha parlaktı.Ven gökyüzüne benzettigim birinin gözlerinde karanlık yada boşluk görmem"
          Nefes alıp devam etmiştim.
          "Ne savaş ne rüzgar fark etmez onların ortak bir yönü var Tuna gözler yalan söylemez.Senin dediğinin aksine benim gökyüzüm yalan söylemez ve asla değişmez..."
          
          
          
          Love...

Hayal_bekcileri_

Gözlerimi yavaşça Rüzgara doğru çevirmiştim.Bakışlarımı üzerinde hissetmiş gibi ela gözlerinin odağı benim lacivert gözlerim olmuştu. Bakışlarım o ela gözlerinde gezindiğin de o gözlerde tek bir şey aramaya başlamıştım. Gökyüzümu artık bakmaya bile korktuğum gökyüzümu. Yıldızımı beni hayatta tutmaya sağlayan yaşam enerjimi aramıştım o gözlerde ama bir sorun vardı. Benim karşımda büyümüş halimle katili olduğum Savaş Tuna değil .O küçük haliyle katili olduğum Rüzgar Tuna vardı. Gözlerimi daha fazla bana boş bakan o gözlerde tutamamıştım. Ben katil olduğum o gözlere daha fazla bakmazdim ki. Hiç şüphe etmeden kapıdan çıkmak için hareketlendiğimde arkamdan tek bir ses gelmişti.
          "Tanışıyor muyuz hanımefendi"
          Adımlarım birbirine karışmış bir şekilde duraksamıştım. Arkam ne kadar ona dönük olsada onun o sıcak nefesini dibinde hissedebiliyordum. Her güçlü durmak istediğimde sığındığım o kokuyu o kolları hissedebiliyordum. Hissediyordum ben, katili olduğum aşık olduğum o adamı hissediyordum. Göz yaşlarım içinde ağzımı yavaşça aralamıştım.
          "Bilmem, sanmıyorum. İsminiz neydi" sesimdeki titremeye aldırış etmeden içimdeki o hisse daha fazla engel olamamıştım. O gözleri bir kez daha görmek için yüzümü ona döndüğümde bakışları doğruca bende kilitlenmişti.
          "İsmim Rüzgar Tuna, tanıyor musunuz" bakışı oldukça özgüvenli ve kendinden emindi.
          Sorduğu soru yüzümde istemeden de olsa buruk bir gülümseme oluşturmuştu. Akan göz yaşlarıma daha fazla engel olamıyordum. Adam göz yaşlarına hayretle bakıyor gibiydi.Göz yaşlarım içinde yüzüme bir gülümseme takınıp kafamı hayır anlamında iki tarafa sallamıştım. 
          "Hayır eminim beyefendi ben Rüzgar Tuna diye birisjni tanımıyorum"
          Söylediğim cümlenin altinda kalmış gibi arkamı dönüp yağan yağmura aldırış etmeden kafeden dışarıya koşmaya başlamıştım. Aklımdan geçen tek bir şey vardı 
          "Ben doğruyu söylemiştim ben Ruzgar Tunayi hiç tanimamistim ben o adama yabancıydım..."

Hayal_bekcileri_

Ben gözünde gökyüzünü gördüğüm adama yabancıydım...
Reply