2
"Sesimi duyan var mı?"
Sesin duyulmadı, soğuk betonlar altında can verdin. Koskoca 3 gün boyunca yalnız kaldın. Yaşamadığına emindik ama bir ihtimal belki, dedik. En sonunda tüm umutlar kesildi. Tek derdimiz cansız bedenini bulmak oldu. Basit bir mezar bile kıymete binmişti o gün.
En azından tek parça bulalım, betonlar altında uyumasın, bir mezarı olsun.
"Ölmüş."
Tek kelimelik kocaman bir cümle... Yaşamadığını biliyorduk ama bu cümlenin ağırlığı altında ne sesimiz çıktı ne de nefes alabildik. Günlerce ağlayan herkesin gözünden bir damla yaş dahi düşmedi o an. Kimse konuşmadı, koca bir sessizlik vardı. Ağırlığı altında ezildiğimiz kocaman bir sessizlik. Ruhumuzun paramparça olduğu o an kimse bir şey söylemedi.
Cansız bedenini bulmak bile bizi sevindirmşiti. Ne garip diyorum bazen: Bir insanın cesedini bulduğu için nasıl sevinebilir bir insan? Ama biz sevindik, tek tesellimiz artık bir mezarın olacak olmasıydı.
Kimlik tespiti için koca bir çadıra gittik. Mis gibi kokar, bakımına çok dikkat ederdin ama o an sadece katlanılmaz bir ceset kokusu vardı. Üstünde ise üşüme diye verdiğimiz o battaniye...
Ailenin haykırışları hiç gitmiyor kulaklarımdan. Babamın gözlerinin doluşu hiç silinmiyor aklımdan.
Neden?
Neden bunları yaşamak zorundaydık ki? Neden gencecik, melek gibi bir insan ölmek zorundaydı? Neden birilerinin aç gözlüğünün sonucu senin ölümündü?
Savcılık raporunda ölüm sebebin "Doğalgaz Zehirlenmesi". En fazla 5 dakika daha hayatta olduğunu bilmek yaşadığım her anı zehir ediyor bana. Hayattaydın, korkuyordun, kocaman bir binanın altında çıkarılmayı bekliyordun.
Yetişemedik.
Mükemmel bir insan, mükemmel bir ağabey, mükemmel bir evlat olduğun için teşekkür ederim.
Babamla annemin oğluşu, ablamın biricik sevgilisi benimse ilk ve tek abim, mekanın cennet toprağın bol olsun. Sen bizi incitmedin toprak da seni incitmesin.
Hepimizin başı sağ olsun...
~Hira Kardeşin