İnanç bir yaratıcıya duyulan inançtan ibaret değilmiş. Kendimize, çevremize, sevdiklerimize ya da hiç tanımadığımız birine, bir çiçeğe, belki bir evcil hayvana bile inanılabilirmiş, bağlanılır ve çok sevilebilirmiş, sırf bu yüzden yaşamaya devam edilebilirmiş, bunu anladım. Yaratıcı inancı aslında yaşamak için hiçbir gayesi olmayan kişileri hayata bağlayan bir ideolojiymiş, aslında her tip inanç ideolojiye girer zaten.
Büyüyorum, yavaş yavaş ve inançsızlık çok büyük bir kavram. Bir gün gerçekten inançsızlaşmaktan ölesiye korkuyorum, zaten inancım kalmazsa muhtemel sona erkenden erişirim. Sadece benim için değil, herkes için böyle bu durum, ne yazık ki. (’:
Büyüyorum evet ama şu anki düşüncelerim bile değişiklik gösterebiliyor, dakikalar veyahut saniyeler içinde. Kesinkes konuşulmamalıymış, geçen yaza bakınca ne çeşit bir kör cahilmişim düşüncesi alıyor, utanıyorum bir yandan ama mutlu da ediyor, kendimce bir şeyleri fark ettiğimi düşünmek. Belki bir sonraki yazda da bu düşüncelerim için aynı şeyleri düşüneceğim, bilmiyorum. Sadece her zaman okuyan ve araştıran, vicdani rahatlığımı ve refah düzeyimi en üstte tutmaya çalışan biri olacağım. ((: