Hulya-53

Akıl izah eder mi bu yaşananları? Yakınen birlikte olduğumuz, birlikte adım attığımız Kur'an-ı Kerim'in tarif ettiği Müslüman ümmetlerden bir toplum mehcur bırakıldı; Kur'an'ın lanetlediği bir başka toplumun eline terkedildi. israil'in uyguladığı insanlık dışı zulümler karşısında kim Filistin halkını mehcur bıraktı? İşte tam bu noktada omurgamız kırılıyor ve hicap duyarak söylüyoruz: Müslümanlar.
          	
          	Gördükleriniz, yaşanan acıların yanında en kötüsü bile değil. Çok daha beteri, çok daha derini var. Şer güçler bu görüntüleri sansürlemiyorlar çünkü bunları bir gözdağı olarak kullanıyorlar. Ama diğer görüntüler süzgeçten geçiyor ve asla yayınlanmıyor. Artık uyanın ve etrafınızdakileri uyandırın.
          	Bu acıya nasıl seyirci kalabiliyor insan diye sormuşsun; ama bu soruyu insanlara yöneltmek yanlış. Çünkü tam da onların seyirci kalması yüzünden bu masum insanlar ateşin içinde yanıyor.
          	
          	Bak, biz de şu soruyu soruyoruz: Sanıyor musunuz ki dilleri lâl, gözleri kör olanlar da bu ateşe maruz kalmayacak? Bu zulüm, bu sessizlik cezasız mı kalacak? Mahşer gününde Hz. Muhammed, mahşer mahkemesinin hâkimi olan Allah'a ümmetinden bir şikayette bulunacak; Furkân Sûresi 30. Ayet.
          	İşte Müslümanlar, eğer bu şikayeti  anlayabilseydi, bugün Filistin halkı  böylesi ateşlerin içinde kavrulmazdı, değil mi? 
          	
          	Hulya

Siyah_Kalem_

@Hulya-53 
          	  "Bu acıya nasıl seyirci kalabiliyor insan diye sormuşsun; ama bu soruyu insanlara yöneltmek yanlış. Çünkü tam da onların seyirci kalması yüzünden bu masum insanlar ateşin içinde yanıyor..."
          	  
          	  İşte meselenin can alıcı noktası, seyirici kalanlara seyircilik sorusu... Seyirci kalınmasaydı zaten bunlar olmayacaktı! 
          	  
          	  Bu yüzdendir ki; susanların halini resmettiğimiz gibi asıl enerjimizi de onlara harcamayacağız. Biz kardeşlerimizi haykıracağız!
Reply

Siyah_Kalem_

@Hulya-53 selâmunaleykum merhaban es-seyyide Hulya
          	  
          	  Dün bir sohbetimiz oldu, malumun halimi hatrımı sordu arkadaşlar...
          	  
          	  Durgunluğum, yorgunluğum derken mesele can sıkkınlığına geldi. Ben de halime Hamd ile başladım ve moralimin bozukluğunun mevcut durumumdan değil, Filistinli kardeşlerimden dolayı oluşunu söyledim ve açtım anlattım.
          	  
          	  Rabbim beterinden korusun derler, biz daha ağırlarını yaşayanları gördük, kendimiz de elbet insan olarak acı ve sıkıntı yaşadık ancak kardeşlerimizin yanında bizimki ne ki? 
          	  
          	  Sürecim ağır geçtiği için odaklanıp toparlanmak zaman alıyor, yarım kalıyor bazı şeyler yine de kalkıp toparlanıp yola devam... Fakat  Filistin'deki durum ortadayken ve şu toplumda olanları görüyorken nasıl sakin kalayım, nasıl üzülmeyelim? Yetişmem lazım kardeşlerime onların sesini duyurmam lazım diyerek anlattım. Haliyle de anlaşılmış olduk...
          	  
          	  Arkadaşım da ben de çok şeyi konuştuk ancak mesele hep topluma geliyor, insanlara; herkesi kendimiz gibi sanmamıza, değişmeyecekleri ama bizim de vazifemizden geri durmayacağımıza! 
          	  
          	  Dillerine Hamas'ı dolamaktan itleri lanetlemeye sıra gelmeyenler mi desek, meseleden haberi dahi olmayanı mı desek, bile bile bana ne diyenleri mi desek? Hasılı bu kafa, bu zihin adını Müslüman diyor ama yadını farklı yapıyor!
Reply

Siyah_Kalem_

Şehit Lider Yahya Sinvar: 
          
          "Allah yolunda, dinim, vatanım ve mukaddesatım için ölmekten korkmuyorum"
          
          Davası uğrunda Şehid oldu, ölümden korkmadan, ölüme koşarak, her türlü bedeli göze alarak bu uğurda Cihad etti. Bugün ise şehadet haberini aldık, geriden gelen yiğitler ise bayrağını devralıp direnişe devam edecektir!

Siyah_Kalem_

Bir yanda tecavüz ve işkence gören, bir yanda paramparça edilmiş ve organları satılmış, bir yanda sapkın ritüellere alet edilen çocuklar!  Bilmediğimiz daha nicesi var; kayıp çocukları konuşan yok! Nerde o sözde insani dernekler? Nerde o dünya çapında iş gören kuruluşlar? 
          
          Birşeyleri konuşabilmek için en başta gerekli hassasiyete ve belli başlı bilgilere vakıf olmak gerek, bunun içindir ki dert sahibi olarak araştırmak, okumak, gerekli verilere hakim olmak gerek. Dahası boş vakit harcanan zararlı işlerden uzak kalıp vakti verimli kullanabilmek gerek. Görüyoruz ki toplum olarak her türlü sapkın ve boş işlere açık hale gelmiş ve kimliğimizi terk ile kimliksiz kaçak bir yaşam sürmekteyiz! Evet kimliksiz kaçak bir yaşam; kendinden, gerçeklerden, bedellerden, insanlıktan kaçan bir yaşam! 
          
          Her türlü sapkın ve rezil işi gören, insanların dünyasını karartan, çocukları pis emellerine alet edenlerin başına gelecek bela yakındır!
          
          Suskun kalan korkak dünya sen de belanı beraber bulacaksın!
          
          Siyah

Siyah_Kalem_

Dağ dağa yaslanmış, meydanda erler,
          Alnından davaca, dökülür terler,
          Şehadet uğruna, birbir giderler,
          Selâm olsun, meydandaki erlere!
          
          Vatanca çarpışır dağ gibi erler,
          Zalimin boynuna, pusat çekerler,
          Sel olup; düşmanı yere gömerler,
          Selâm olsun meydandaki erlere!
          
          Şehadet uğrunda nice seferler,
          Tükenmez bu yolda, bitmez neferler,
          Kavî'ler, Kürşad'lar, Poyraz, Ömer'ler,
          Selâm olsun, meydandaki erlere!
          
          Siyah

Hulya-53

Akıl izah eder mi bu yaşananları? Yakınen birlikte olduğumuz, birlikte adım attığımız Kur'an-ı Kerim'in tarif ettiği Müslüman ümmetlerden bir toplum mehcur bırakıldı; Kur'an'ın lanetlediği bir başka toplumun eline terkedildi. israil'in uyguladığı insanlık dışı zulümler karşısında kim Filistin halkını mehcur bıraktı? İşte tam bu noktada omurgamız kırılıyor ve hicap duyarak söylüyoruz: Müslümanlar.
          
          Gördükleriniz, yaşanan acıların yanında en kötüsü bile değil. Çok daha beteri, çok daha derini var. Şer güçler bu görüntüleri sansürlemiyorlar çünkü bunları bir gözdağı olarak kullanıyorlar. Ama diğer görüntüler süzgeçten geçiyor ve asla yayınlanmıyor. Artık uyanın ve etrafınızdakileri uyandırın.
          Bu acıya nasıl seyirci kalabiliyor insan diye sormuşsun; ama bu soruyu insanlara yöneltmek yanlış. Çünkü tam da onların seyirci kalması yüzünden bu masum insanlar ateşin içinde yanıyor.
          
          Bak, biz de şu soruyu soruyoruz: Sanıyor musunuz ki dilleri lâl, gözleri kör olanlar da bu ateşe maruz kalmayacak? Bu zulüm, bu sessizlik cezasız mı kalacak? Mahşer gününde Hz. Muhammed, mahşer mahkemesinin hâkimi olan Allah'a ümmetinden bir şikayette bulunacak; Furkân Sûresi 30. Ayet.
          İşte Müslümanlar, eğer bu şikayeti  anlayabilseydi, bugün Filistin halkı  böylesi ateşlerin içinde kavrulmazdı, değil mi? 
          
          Hulya

Siyah_Kalem_

@Hulya-53 
            "Bu acıya nasıl seyirci kalabiliyor insan diye sormuşsun; ama bu soruyu insanlara yöneltmek yanlış. Çünkü tam da onların seyirci kalması yüzünden bu masum insanlar ateşin içinde yanıyor..."
            
            İşte meselenin can alıcı noktası, seyirici kalanlara seyircilik sorusu... Seyirci kalınmasaydı zaten bunlar olmayacaktı! 
            
            Bu yüzdendir ki; susanların halini resmettiğimiz gibi asıl enerjimizi de onlara harcamayacağız. Biz kardeşlerimizi haykıracağız!
Reply

Siyah_Kalem_

@Hulya-53 selâmunaleykum merhaban es-seyyide Hulya
            
            Dün bir sohbetimiz oldu, malumun halimi hatrımı sordu arkadaşlar...
            
            Durgunluğum, yorgunluğum derken mesele can sıkkınlığına geldi. Ben de halime Hamd ile başladım ve moralimin bozukluğunun mevcut durumumdan değil, Filistinli kardeşlerimden dolayı oluşunu söyledim ve açtım anlattım.
            
            Rabbim beterinden korusun derler, biz daha ağırlarını yaşayanları gördük, kendimiz de elbet insan olarak acı ve sıkıntı yaşadık ancak kardeşlerimizin yanında bizimki ne ki? 
            
            Sürecim ağır geçtiği için odaklanıp toparlanmak zaman alıyor, yarım kalıyor bazı şeyler yine de kalkıp toparlanıp yola devam... Fakat  Filistin'deki durum ortadayken ve şu toplumda olanları görüyorken nasıl sakin kalayım, nasıl üzülmeyelim? Yetişmem lazım kardeşlerime onların sesini duyurmam lazım diyerek anlattım. Haliyle de anlaşılmış olduk...
            
            Arkadaşım da ben de çok şeyi konuştuk ancak mesele hep topluma geliyor, insanlara; herkesi kendimiz gibi sanmamıza, değişmeyecekleri ama bizim de vazifemizden geri durmayacağımıza! 
            
            Dillerine Hamas'ı dolamaktan itleri lanetlemeye sıra gelmeyenler mi desek, meseleden haberi dahi olmayanı mı desek, bile bile bana ne diyenleri mi desek? Hasılı bu kafa, bu zihin adını Müslüman diyor ama yadını farklı yapıyor!
Reply

Hulya-53

yâ Gazze "غزة" kelime kökeni itibariyle Arapça da "güçlü, dayanıklı, sert" anlamına gelmektesin. Sen, kavi  bir fırtınasın.
          
          Ayın ışığı, karanlıkta hapsolmuş bir ruh gibi, gece içe dönük bir sessizlikte. Gazze sokakları yıkılmış binaların gölgesiyle dolup taşarken, her bir gölge geçmişin yükünü taşır; kaybettikleri sahiplerinden bir şeyler anlatır. Duvarlardaki izler, zulmün işgalin acımasızlığını hatırlatır. Aynı zamanda, kaybolmuş güzel zamanların hatıraları yankılanır; çığlıklarla yer değiştiren çocukların kahkahaları, giden bulutların üzerinde başka diyarlara yağmakta.
          
          Ey Filistin'im yangın sonrası bir orman gibiyiz; için için yanıyoruz, küllerin altında. Şiddetli bir rahmet yağacak, bekliyoruz.
          
          Hulya

Hulya-53

Nice insanlar tanıyorum; madde bağımlılığından tutun bedenini kullandıranlara, inançsızlara kadar. Bu insanların birçoğu, kendi iradeleriyle doğru olanı kucaklamışlardır. Ancak, böylesine güzel bir hâle gelmelerinin ardında, başkalarını olumlu yönde değiştirme yeteneğine sahip olanlar bulunmaktadır.
          
          Bazen bir söz, her şeyi yeniden başlatır ya da sonlandırır. 
          
          Kendini bilen, kendine sahip olandır; kendinden yana olan, kendine şah damarından yakın olanı bulur. Allah, kendinden yana olmayanın niçin yanında olsun ki? Emanetine sahip çıkmayan "yok hükmündedir" ve yok olanların kimliği asla tanınmaz. 
          
          Hulya

Hulya-53

fetevekkel alallâh ve men yetevekkel alallâhi fehüve hasbuhu
          "Allah'a tevekkül et. Kim Allah'a tevekkül ederse O' (Allah) kendisine yeter. 
          
          Dünyada neyi ararsan ara, Allah'a yönelmedikçe O'na dayanmadıkça eksik kalacak. İnsan hangi hâl içindeyse, cenneti de cehennemi de orasıdır. 
          Tevekkül, her kasırgadan sonra gelen sükûnet bulmaktır; çünkü biliriz ki, Allah'ın hükmü en doğrusudur ve ruhumuzun tek güçlü sığınağıdır. 
          
          Hulya

Siyah_Kalem_

"Sırat kıldan incedir,
          Kılıçtan keskincedir,
          Varıp anın üstüne;
          Evler yapasım gelir!" 
          
          Derviş Yunus'un sözleri gönülde yer etmiş, fikrimizi dile getirirken bu esintiyle; 
          "Bu yol bu kadar ince
          Ve kılıçtan keskince..." diyerek durdum. Durdum dedim ama akıp gidiyordum. Bu söz; nerden düştü ki şimdi gönlüme? Doğru ya aslı derviş Yunus sözüydü. Belki mana olarak derviş Yunus gibi derinlere varamadık ancak esintisiyle, hissiyatıyla o mana denizinden kendimizi tarife düşmek hoş bir hâl oldu. 
          
          Bu yol bu kadar ince ve kılıçtan keskince; davamızı idrakte incelik gerek, dikkat ve her dem samimiyet gerek... Ne zaman ki bir sinede bu uyanış gerçekleşir ve artarak devam eder, o vakit alplik de erenlik de bir bir görülür.
          Filistin; çağımızın alperenlerinin diyarı!
          Mücahid; alptir, erendir, derviştir!
          Kıldan ince kılıçtan keskin bu yolda büyük bir dikkat ve hassasiyetle yürüyen yiğitlere selâm olsun!
          
          Siyah

Hulya-53

Filistin, dünyanın en eski zeytin ağaçlarının köklerinde yeşeren, binlerce yıllık bir kültür mirasıyla doludur. Tarih boyunca süzülen taş evleri ve taş sokakları, şehirlere ayrı bir güzellik katar. Kudüs'teki Mescid-i Aksa  (Harem-i Şerif), Kubbetu's Sahra gibi dini açıdan büyük öneme sahip yerler, Filistin'i Müslümanlar için mübarek ve kutsal bir merkez haline getirir.
          Filistin’de her bir çocuk, Mescid-i Aksa’nın avlusuna adım atmadan, o avluda koşmadan ve Aksa Külliyesindeki medreselerde eğitim görmeden büyümez. Bu toprakların manevi mirası, çocukların kalbine ve zihnine derin bir şekilde işlenir; nesilden nesile taşınan bir değer haline gelir. Filistinli ebeveynler, çocuklarına tablet veya cep telefonu verip sorumsuzca vakit geçirmezler. Bugün, bu çocukların onca ağır travmaya rağmen insanlığı utandıran güçlü duruşlarının sebebi işte budur. Henüz yedi-sekiz yaşındaki bir Filistinli çocuk, size Allah’ın kelamı olan Ayetleriyle konuşur ve karşısında suskun kalırsınız. 
          
          Doğa, Filistin’in dağlık alanları ve bereketli ovalarıyla cömertçe kendini gösterir; bu ülke, dört mevsimi yaşayan nadir coğrafyalardandır. Zeytin, zeytin yağı, incir, badem, limon, portakal, mandalina, üzüm gibi bir çok narenciye türleri, bu bereketli toprakların başlıca geçim kaynaklarını oluşturur. Geleneksel el sanatları, el yapımı seramikler, el dokuma ürünleri nakışlarla birleşerek, yerel kıyafetlerin ve kumaşların zarafetini tamamlar ve dünya çapında haklı bir üne ulaşır. 
          İslâm kültürünün etkisiyle Filistin halkı, gelenek ve göreneklerine kuvvetle bağlıdır. Harabeye dönmüş evlerinde bile sizi baş köşeye oturtmaya özen gösterirler. İçinde bulundukları zorlu şartlara rağmen, bir yudum su ikram edememenin mahcubiyeti gözlerinden okunur.
          
          Devamı aşağıda

Hulya-53

Filistin mutfağı, zengin çeşitliliğiyle dikkat çeker; yerel lezzetler, gastronomik zenginliğin bir parçasını oluştururken, tatlı çeşitleri ayrı bir lezzet katmaktadır. Özellikle "knafeh" (Nablus künefesi)  bu toprakların vazgeçilmez tatlarından biridir ve Osmanlı ile Ortadoğu mutfağına Filistin'den yansımıştır. Aynı şekilde humus, falafel, tabule, kibbe, musakhan, maklube, Kudüs simidi gibi bir çok Filistin kökenli yemekler dünya mutfağında sevilmiş ve yerini almıştır. 
          
          Filistin halkı, vatanlarına duyduğu derin sevgiyi sanat ve edebiyat gibi alanlarda sıkça dile getirir; bu sayede, dünyaca ünlü şairler ve yazarlar yetişmiştir. Direnişlerinin yarattığı ilham, eserlerinde hayat bulur ve tüm dünyaya duyurur. Filistin, direnişin ve özgürlük mücadelesinin simgesi olarak yaşamaya ve ilham vermeye devam etmektedir.
          Allah’ın vaadi haktır; dünyanın hiçbir gücü Filistin’i ve onun onurlu halkını yeryüzünden silemeyecek. Zira kökleri, hak ve adaletin derinlerinde, dualarla sulanmış, zulme karşı direnişle büyümüştür.
          
          Hulya

Hulya-53

@ Siyah_Kalem_  es-selâmu aleykum es-seyyid esved lâ şukra ala'l vâcib haza lutfun minke fî emânillah 
Reply

Siyah_Kalem_

@Hulya-53 
            
            selâmunaleykum es-seyyide nûrcemil
            
            Ruhumuz Filistin'de! 
            Adım adım dolaşıp, kardeşlerimle sohbet ettim. Dağlarında gezindim, Mescid-i Aksa'nın avlusunda çocuk sesleriyle şenlendim. Sokaklarında umut veren bakışları, birer ikram olan tebessümleri gördüm. Çeşit çeşit meyve ve sebzelerini, yemek ve tatlılarını tattım... Nakış nakış dokundum, renk renk boyandım el sanatlarıyla ve herbirini seyre dalmışken büyük bir cesaret buldum kardeşlerimin bakışlarıyla... Şiir oldum okundum, yazı oldum yazıldım, resim oldum çizildim; ben Filistin'im! Biz Filistin'iz! 
            
            şukran cezîlen el-uyun nûr 
            barek Allahu fîk
Reply