JDA_29

Bazen bir tarafım insan kalmaya çalışsa da mantığım bana duygusuz bir robot olmak zorunda olduğumu haykırıyor. Özgüvenli olmak isterdim, çıkıp bir şeyler söylemek ama kendime o kadar yalan söyledim ki bazen kendime bile güvenemiyorum. Belki de sıradan duyguları, sıradanlığı kabul etme zamanı çoktan geldi ve geçiyor

JDA_29

Bazen bir tarafım insan kalmaya çalışsa da mantığım bana duygusuz bir robot olmak zorunda olduğumu haykırıyor. Özgüvenli olmak isterdim, çıkıp bir şeyler söylemek ama kendime o kadar yalan söyledim ki bazen kendime bile güvenemiyorum. Belki de sıradan duyguları, sıradanlığı kabul etme zamanı çoktan geldi ve geçiyor

JDA_29

Onların büyük hayatları, küçük hisleri vardı, bizimse küçük hayatlarımız ve büyük hislerimiz. Çünkü düşünecek zamanımız çoktu, onlarınsa buna ayıracak zamanı yoktu. Onların hislerine, yaşadıkları anlam kazandırırken, bizim hayatlarımıza, hislerimiz anlam kazandırdı. Belki de aramızdaki fark buydu, yaşadıklarımızdan ötürü bizlere duygusal, onlara odun demeleriydi. Bizler küçük sorunlara gözyaşı döktüğümüz, onlarsa büyük sorunlara susmayı öğrendiği için.

JDA_29

Boşluklar düşünceleri gibiydi. Orada, diğer insanların göremediğini görürdü. Nereden geldiği bilinmeyen sesler, nerede olduğu bilinmeyen görüntüler. Zihnini somut bir gerçekliğe dayandıramamak onu çılgına çeviriyordu. Dış dünyadan kopuk, soyut bir labirentte kaybolmak gibiydi. Zihninin boyunduruğu altına girmişti, dış dünyaya bunu dalgınlık olarak haykırıyordu.

JDA_29

Gökyüzü soluk bir sarı, insanlar sıkıcı bir griydi.

JDA_29

@ller_diyar1 bu arada yukarı da, gri sıradanlığı temsil etmiyor yazmışın, ben onu ediyor diye okuduğum için ona göre cevap verdim.
Reply

JDA_29

@ller_diyar1 Ve ayrıca renkleri kafama göre seçmiyorum. Bana ne hissettirdiğini söylüyorum çünkü bende zamanla griye bürünmüş bir insanım. Yukarıda açıklamasını yaptım zaten.
Reply

JDA_29

@ller_diyar1 @ller_diyar1 Ben hayata kolay demiyorum. İnsanlarn farklılıkları bastırmak için tekdüzeliği öne sürdüğünü söyledim. Çünkü karışık olanı çözmek zordur ve sen katılmayabilirsin ama gri bana bir kaçış yolu gibi geliyor. Hiçbir duyguyu temsil etmeyen, her şeyin ortasında kalmış bir renk. Hissizlik gibi, çünkü farklı bir renkte olduğun zaman insanlar sana zarar vermek için pusuda bekler, aynı duygularını açığa çıkardığında senin açığını aramaları gibi. Hem sen kendin dedin, ben bu toplumdan kendi irademle çekildim diye, bu da bir kaçış yolu değil mi? Bende öyle bir insanım, toplumda bir yabancı. Ve benim renklerimi insanlar öldürdü, ama içeride bir yerlerde hâlâ var olduklarını topluma karıştığımda hissediyorum, onlara yabancı hissettiğimde. Ama şu da var, ne kadar farklı olursak olalım, bir toplumun içinde görünmez oluruz ve o griliğin içinde solup gideriz. Çünkü bugün var olmamın nedeni diğer insanların varlığı. Bizler sıradan insanlarız ama bizi ayıran şey düşünceler, yaşam şartları ve uğraşılar. Cümleleri çok toparlamadan yazdım ama ne dediğim umarım anlaşılıyordur.
Reply

JDA_29

O hep insanlara değerli olduğunu hatırlatır, onları eğlendirmeye çalışırdı ama yardım ettiği insanlar kanatlarına kavuşup ardına bakmadan, belki de alaylı bakışlar atarak ortadan kaybolduğunda anladı yalnız ve değersiz bir ruhtan başkası olmadığını, anladı içten bir "nasılsın?" a ne kadar ihtiyaç duyduğunu, anladı kalbi kırık bir şaklabandan başkası olmadığını.