Jakuzafe

Buraları unutmuşuz amk.

Jakuzafe

```
          Soğuk gözlerine bakarken içeride ki ateşi arıyorum.
          Aşkının tadına vardığımda beri anlamsız geliyor bedenler.
          Ruhun meşale olsa da, gözlerin soğuk ve koyu.
          Bana mıydı bu bakışlarının eseri,
          Yoksa aşktan soğuduğun için mi bakıyorsun bana öyle?
          
          Dil döküyorum, ben herkes değilim diye.
          Dönüp gidiyorsun, sonra yine gelip kapımı çalıyorsun.
          Gidişin koysa da gönlüme, geldiğin an yüzüm güler.
          Cenneti bulsam ne fayda, ruhun yoksa orada.
          
          Papatya, ismini uzun zaman oldu anmayalı.
          Bir insan çiçeği nasıl bu kadar sevebilir ki?
          Bir insan bir çiçekte ruhu nasıl bulabilir?
          Bilmiyorum Papatya, kayboldum işte, gel bul beni.

Jakuzafe

```
          
          Bakardım derinlere, süzerdim.
          Sorsan bana, "Bahar hangi renk?"
          Kahverengi derdim,
          Gözlerin derim Liva, o gözlerin...
          
          Seni Bahar ayında sevdim Liva, 
          Yeni başlangıç mevsimlerinde, sonlarında.
          Düşünmedim Yaz, Kış, Sonbahar.
          Sen benim İlk'im, Baharımdın.
          
          Ayrıldıktan sonra ne bahane, geride kalan sözler.
          Kaderin cilvesine ayak uydurma,
          Sokul yanıma, 'De ki.
          Sen benim İlk'im ve Baharım.

Jakuzafe

Hiç mi sevmedin?
          
          Başlık buydu, yeri geldi sordum çoğu zaman soruldu.
          Kendi kaderimi yazabilseydim, her şey çok farklı olurdu.
          Açıkçası "Sevmek nedir?" derseniz duyguyu iki bedenle yaşamak derim.
          Karşılıksız sevilen kalpler hep kazanırdı, en azından romanlarda.
          "Seviyorum." dedi, sonuna sen ekleyerek.
          Anlamsızdır, biraz kalp kırar incinir duygular.
          Anlam vardır, bir yer değişikliği olunca.
          Diyemedim mesela "Seni seviyorum." çıkmadı ağzımdan, dilim düğüm oldu, boğazım tel.
          Seviyor muydum? Bilinmez.
          Kimi sevdim en çok? Kimin fotoğrafına baktım uyumadığım gecelerde?
          Bulanık bir silüet, kayboluyor yavaş yavaş.
          Akıp gidiyor ya zaman, kalıyorsun bazen o kafayla.
          Karanlığı boğuyordu, bir müddet göremedim önümü.
          Bu muydu karşılık yoksa bedel mi ödüyordum?
          Sevginin bedeli acıttıkça, gömüldüm siyah denize.
          Kokusunu, adını unutsam da gözleri aklımdan kalırdı.
          Öyle saf bir sevmek, 
          Karışım dikilip aniden;
          Çıkıp dese ki, "Hiç mi sevmedin."
          İlk gün olduğu gibi yine dilim tutulur boğazım düğümlenir belki,
          Diyemem, "Ben seni hiç sevdim."