James-Joyce

Seneye katılmayı planladığım Nejat Eczacıbaşı Beste Yarışması'na göndereceğim eserim taslak olarak kafamda oluşmaya başlıyor yavaş yavaş. Bariton solo ve orkestra için bir şarkı. Besteyeleceğim şiir ise Dante'den. İlahi Komedya'nın ilk bölümü olan Cehennem'in ilk iki kıtası. Orijinal İtalyancasıyla... Solist eserde Dante'yi temsil ediyor, orkestra ise Dante'nin gürültülü zihnini. Yer yer uyum içinde, yer yer ise birbirleriyle çelişecek şekilde... Önümde bu eseri bestelemek için uzun bir zaman var, bana şans dileyin.

FanOfMySelf

@ James-Joyce  bol şans küçük prens <3
Reply

James-Joyce

Seneye katılmayı planladığım Nejat Eczacıbaşı Beste Yarışması'na göndereceğim eserim taslak olarak kafamda oluşmaya başlıyor yavaş yavaş. Bariton solo ve orkestra için bir şarkı. Besteyeleceğim şiir ise Dante'den. İlahi Komedya'nın ilk bölümü olan Cehennem'in ilk iki kıtası. Orijinal İtalyancasıyla... Solist eserde Dante'yi temsil ediyor, orkestra ise Dante'nin gürültülü zihnini. Yer yer uyum içinde, yer yer ise birbirleriyle çelişecek şekilde... Önümde bu eseri bestelemek için uzun bir zaman var, bana şans dileyin.

FanOfMySelf

@ James-Joyce  bol şans küçük prens <3
Reply

James-Joyce

Dün akşam Ankara'da müthiş bir konser oldu. Fazıl Say ve orkestra şefi İbrahim Yazıcı ortaklığıyla kurulan Nazım Hikmet Korosu Bilkent Odeon amfisini deyim yerindeyse "titretti". Fazıl Say'ın Amerikalı yazar ve şair Edgar Allan Poe'nun aynı adlı şiiri üzerinden bestelediği "Bells" adlı koro eseri ve Carl Orff'un "Carmina Burana" eseri seslendirildi. İkisi de oldukça büyüleyici ve hipnotize edici eserler. Bilkent Senfoni Orkestrası ise her zamanki gibi müthişti. Maestro Yazıcı ise kelimenin tam anlamıyla kendinden geçti orkestrayı ve koroyu yönetirken. Alışkın olduğumuz gibi dümdüz ayakta dikilip söylemedi koro, oldukça başarılı bir koreografi vardı. Bells'te ziller ve çanlar çalarken koro üyelerinin tıpkı bir çanın hareketlerini taklit ederek senkronize bir biçimde iki yana sallanmaları ise müthişti. Yer yer çığlığı andıracak şekilde yükselen notalarda seslerini iyice duyurmak istercesine ellerini ağızlarının kenarlarında tuttular.  Müthişti, büyüleyici ve hipnotize ediciydi. Konser bitiminde ise dört bin kişinin alkışlarıyla yer gök inledi. Seyircinin coşkusunu karşılıksız bırakmamak için Fazıl Say'In Zülfü Livaneli'nin koro için uyarladığı "Yiğidim Aslanım" şarkısı seslendirildi. Kelimelerin tarif edemeyeceği büyüleyicilikte bir akşamdı. Amfideki herkes Stendhal sendromu yaşamıştır o esnada.