Uzun bir sürenin ardından buraya bir şeyler karalamaya karar verdim. Sesimi duyurmama fırsat vermeyip beni kurt kendilerini koyun ilan edenler, elbet bir gün bu hikayede kazığa bağladıkları benim haklı olduğumu görecekler. Benden nefret et ama nefretini benimle yarıştırma. Hoş, yarıştıramazsın da zaten. Bir daha karşıma çıkma. Olur da çıkarsan seni tanımıyor gibi yapmayacağım bile, yokmuşsun gibi davranacağım. Benim dünyamda yoksun çünkü artık. Sen ki benim kendimi bile değiştirmeye çalışacak kadar çok sevdiğim artık sayfalarını yaktığım bir defterden ibaretsin. İkiyüzlülük ve duygusal manipülasyondan beslenen kişiliğin bir gün senin ayaklarına dolandığında belki beni anlayacaksındır ama ben senden çok uzakta, hayatıma devam ediyor olacağım ve sen bunun acısıyla yaşamak zorunda kalacaksın. Başkalarında beni aramaya çalışacaksın ama benim gibisini bulamayacaksın. Neden biliyor musun? Çünkü kimse kimseyi kendisinden vazgeçecek kadar sevmez. Gerçek hayat kitaptakiler gibi değildir. O yüzden dilerim ki gerçek hayatla sınanırsın. Yaşattıklarını yaşamadan ölme. Sana yaşattığımı düşündüklerinin bir hiç olduğunu, aslında seni sevmekten başka hiçbir şey yapmadığımı ancak öyle anlayabilirsin çünkü.