Bir kadının rahminde filizlenen beni, bir babadan esirgeyen Tanrı, nasıl oldu da karşıma çıkardı seni? Ne büyük bir lütuf ki gözlerinde kundakta bir bebek oldum. En güzel günâhım, nasılda büyüdüm, nasıl da büyüttün günahkârını. Gittiğinden beri yaş alamadı bu günahkâr, günahkârın sana hasret. Zaman aktı gitti, anılar bir olup derinlere ilişti, tenimde zuhur eden kırışıklıklar ve öpücüklerin kaldı. Ancak tek bir gün dahi geçmedi, benim en güzel günâhım. Gel, dudaklarından çıkacak olan kelamlarla doğur güneşi, şefkatin yıldızları sersin karanlık geceye. Gel, ne olur gel ve yaşat beni...