Juliet-CarpeDiem

Şimdi seni sevmek demek, aklımın bedenime yenik düşmesi, kalbimin ise kendi hükümdarlığını ilan etmesi demek.
          	
          	Başka bir ülkeye kaçar gibi, kalbimden kaçarak aklıma sığınan sezgilerimin lafını dinlememek demek…Seni sevmek ve bunu şimdi yapmak, başıma gelecek belaya ellerimle hazırladığım bir davetiyeyi yollamak demek çünkü senin gelişinle benim dünyam çok karışacak, biliyorum.
          	Şimdi seni sevmek demek, asla olmayacak ve olmasını mümkün kılacak bütün şartların da eksik olduğu bir dönemin kapılarını açmak demek..
          	Şimdi seni sevmek mümkün değilken ve üstelik mümkünün kendi içinde bile anlamı hiç bu kadar yerinde değilken, bütün sınırları zorlayarak kaderin yönüne müdahale etmek demek.
          	Her kim akan bir suyu yolundan çevirip kendine döndürmüşse, sonunda o suyun altında kalmıştır. Bunu bile bile gidişatı engellemek demek…
          	Şimdi seni sevmemek demek, sanki sevgi aklın hükmünü dinlermiş gibi davranıp, senin gözlerini hiç görmeyeceğim yerlere gitmek ve asla kendimi oraya ait hissetmemek demek…
          	
          	Şimdi seni sevmemek demek, senden vazgeçmeyi resmi ve aleni biçimde ilan etmek demek…
          	Seni sevmemek, belki bir daha hiç yaşayamayacağım bu aşk denilen mucizeyi, elimin tersiyle itmek demek…
          	Şimdi ve tam da şu gün batımında, kızıldan laciverte dönerken zaman, seni sevmekle sevmemek arasında karar vermek için, yüreğimin orta yerine kurduğum bu mahkeme salonundan çıkan karar ne olursa olsun, benim ömrümden birkaç yılın eksilmesi demek…
          	Seni severken ve hatta böylesine acıtırken kalbimi, seni sevmemeye karar vermek demek, aklıma uyup kalbime bir kurşun sıkmak demek..
          	Hangi doktorun elinde olursa olsun, izi kalacak bir kurşun yarasını bir ömür taşımak demek… Yani seni sevmemek de aslında, çok sevmek demek..

Juliet-CarpeDiem

Şimdi seni sevmek demek, aklımın bedenime yenik düşmesi, kalbimin ise kendi hükümdarlığını ilan etmesi demek.
          
          Başka bir ülkeye kaçar gibi, kalbimden kaçarak aklıma sığınan sezgilerimin lafını dinlememek demek…Seni sevmek ve bunu şimdi yapmak, başıma gelecek belaya ellerimle hazırladığım bir davetiyeyi yollamak demek çünkü senin gelişinle benim dünyam çok karışacak, biliyorum.
          Şimdi seni sevmek demek, asla olmayacak ve olmasını mümkün kılacak bütün şartların da eksik olduğu bir dönemin kapılarını açmak demek..
          Şimdi seni sevmek mümkün değilken ve üstelik mümkünün kendi içinde bile anlamı hiç bu kadar yerinde değilken, bütün sınırları zorlayarak kaderin yönüne müdahale etmek demek.
          Her kim akan bir suyu yolundan çevirip kendine döndürmüşse, sonunda o suyun altında kalmıştır. Bunu bile bile gidişatı engellemek demek…
          Şimdi seni sevmemek demek, sanki sevgi aklın hükmünü dinlermiş gibi davranıp, senin gözlerini hiç görmeyeceğim yerlere gitmek ve asla kendimi oraya ait hissetmemek demek…
          
          Şimdi seni sevmemek demek, senden vazgeçmeyi resmi ve aleni biçimde ilan etmek demek…
          Seni sevmemek, belki bir daha hiç yaşayamayacağım bu aşk denilen mucizeyi, elimin tersiyle itmek demek…
          Şimdi ve tam da şu gün batımında, kızıldan laciverte dönerken zaman, seni sevmekle sevmemek arasında karar vermek için, yüreğimin orta yerine kurduğum bu mahkeme salonundan çıkan karar ne olursa olsun, benim ömrümden birkaç yılın eksilmesi demek…
          Seni severken ve hatta böylesine acıtırken kalbimi, seni sevmemeye karar vermek demek, aklıma uyup kalbime bir kurşun sıkmak demek..
          Hangi doktorun elinde olursa olsun, izi kalacak bir kurşun yarasını bir ömür taşımak demek… Yani seni sevmemek de aslında, çok sevmek demek..