Saatlik değişir. Saatler değişir. Ölmekse ölmek, düşünmekse düşünmek, kalmaksa kalmak... Saniyelik bir ölüm, saniyelik bir düşünce, saniyelik bir kalış sonrası kokum hamile bedenlere siniyor. Saatlik bir sevinç, dakikalık bir hüzün biçiyorum payıma. Cebimdeki adresler kayboldu. Yenilerini not etmeye de halim kalmadı. Yıkılıyorum her binanın üstüne sonbahar gibi. Annelere evlatlarından bahsediyorum, görevli. Babalara okuyan kızlarından... Çocuklara lunaparkları ve uzak diyarları anlatıyorum, gezip görmek isteyecekleri. Saatlik bir yolculuk oluyor. Kalmak da anlamını yitiriyor. Kokumda bir ev dağınıklığı, saçımda ilgisizliğin acı tebessümü... Cebimdeki adresler kayboldu. Artık tanımadığım her binaya paldır küldür girebilirim.