O gün her şeyden habersiz sevdiğine ulaşamayacak bir mektup daha gönderildi. Merakla , korkuyla , özlemle..
Bugün aylardan Şevvâl'in 12si. Kış kapıda kar yaklaşıyor. Mektupla beraber annenle birlikte yeni ördüğümüz kazakla çorapları da göndereceğim. Fazla fazla ördük, diğer mehmetçikler de kullansın diye. Annen " Fazla fazla örelim kızım. Hepsi bizim evladımız." dedi. Çok şehit düşmüş, gazetelerde sürekli yazıyorlar. Allahın izniyle sağ salim dönersiniz inşallah.
Hepimiz çok özledik seni. Anneni ziyarete gittiğimde sürekli odanda buluyorum. Hiç çıkmıyor oradan. Arada ağladığını farkediyorum. Tek evladı var o da savaşta. Ama gurur duyuyor hepinizle. Dillerimizden dualarımız eksik olmuyor. Herkes sizler için dua ediyor. Uzun zamandır cepheden haber alamıyoruz. Çok meraktayız. Bir an önce yazmanızı bekliyoruz hepimiz. Sağ olduğunuzun haberini bekliyoruz.
Gideli 8 ay oldu neredeyse sen gideli. Aileler toplandığında bazen evlilik konusu açılıyor. Herkes fikrini söylüyor, ben bir köşe de dinliyorum sessiz sedasız. Fikrimi soran olursa " Sağ salim dönsün, başka bir isteğim yok." diyorum. O sözlerden sonra herkese bir hüzün çöküyor. Sessizlik oluyor koca evde. Sonra bir umut atılıyorum söze. " Allah'ın izniyle geri geldiğinde konuşur anlaşırız biz. Hem hüzünlenmeyin böyle, görse size çok kızardı, onun arkasından gözyaşı dökmenizi değil gurur duymanızı istiyor." diyorum. O an herkes normale dönüyor , unutmuş gibi yapıyor. Onlar sohbete devam ederken çekiliyorum matbah'a. Sessiz sessiz döküyorum birkaç yaş ama meraklanma sen toparlıyorum hemen.
Anlayacağın bir sıkıntımız yok çok şükür. Hepimiz çok iyiyiz. Senden haber bekliyoruz. Bizleri habersiz bırakmayın. Allah'a emanet olun.
Senin deyiminle "Ruh-u Revan" ın Afife...