paewlaw

10 kasım tarihi gelip çatmıştı. birinci dersten çıkmış ikinci derse girecektik. okuldaki bayrağın  yarıya indirilmiş olduğunu gördük. ölüm haberi hemen yayılmıştı. kimse konuşamıyordu. etrafı bir sessizlik kaplamıştı. ders zili çaldı. dershanelere girdik. hiç unutmam, dersimiz hayvan bakımı idi, veteriner olan hocamız hiçbir şey olmamış gibi ders anlatıyordu. aralarında benimde bulunduğum birkaç arkadaş hıçkırarak ağlamaya başlayınca hıçkırıklar bütün dershaneyi kapladı öğretmende dayanamayıp dersten çıkıp gitti. şu satırları yazarken, yine o anı  yaşıyor ve gözlerim yaşarıyor. bütün okulda dersler paydos edilmişti. gazinodaki radyonun başında toplandık. haberleri anında alabilmek için hiçbirimiz radyodan  ayrılamıyorduk. günlerce o radyo başında hepberaber ağladık, ağladık. ikinci gün ismet inönü'nün cumhurbaşkanlığına seçilme haberini alınca yüreğimize biraz olsun su serpildi. istanbul'da o büyük  kurtarıcının katafalkı önünden geçmeyen insan kalmadı.

paewlaw

bu geçiş bir hafta devam etti. cenazenin kaldırıldığı gün top arabasının hemen önünde okulumuzun çelengini taşıyanlar arasında olduğum için top arabası geçerken yedisinden yetmişine bütün istanbullular'ın çığlıklarını yakinen görebiliyordum. o manzarayı görmeyenlerin bunu tahayyül etmeleri bile mümkün değil. ana  caddeye açılan yollar, bütün binalar insan seli, yola taşmayı önlemek için itfaiye arabaları halkın üzerine su sıkıyor, halk yine de dağılmıyor. hatta bir kısım kadın, er­kek vatandaşlar göğüslerini açarak, "sık suyu, öldürsen de gitmem" diye haykırıyordu. karaköy'den geçerken bir binanın üçüncü katındaki pencereden bir kadın kendisini top arabasının üzerine atacak iken yanındakiler geriye çekerek kurtardılar. bu ne sevgi idi yarabbi! bu ne bağlılıktı! hangi devlet adamına böyle bir sevgi nasip olmuştur. atatürk'e küfür eden, heykellerine saldıran o sapıklar, o yobazlar bu sahneleri görmediler. Türk milleti tarihte ne çekmiş ise, bu gibi kara cahil yobazlar yüzünden çekmiştir. acaba o atatürk hayatını hiçe sayarak bu mücadeleye atılmasa ve türkiye'yi esaretten kurtar­masa idi o yobaz, yobazlığını daha rahat mı yapabilecekti! o yobaz vatandan ne anlar, milletten ne anlar. onun kafasının içinde sadece hurafeler var. zavallı, hurafelerin içinde kendisini kaybetmiş. o müslümanlığı sadece başına fes veya sarık geçirmekte, üfürükçülere inanmakta, sabah akşam tekkelerede ayinlere iştirak etmekte, kendisi her türlü mel'aneti işlerlerken, karısının kızlarının başını yüzünü örttürmekte, onları cahil bırakmakta görüyor, müslümanlığın bu olduğuna inanıyor. o yobaz için yurt düşmanlar tarafından işgale uğramış, memleket sömürülmüş. millet cahil kalmış, ülke kalkına­mamış, medeni milletlerle olan mesafemiz gittikçe açılmış, ilimde, teknikte çok geride kalmışız, bütün bunların bir değeri yoktur. yeterki onun çıkarlarına dokunan olmasın, fesine, sarığına, kıyafetine karışan olmasın, istediği kadar kadınla evlenebilsin. işte onların atatürk'e düşmanlıkları bundandır.
Reply