Hayattımda ilk kez beni şaşırtan büyük bişey yaşadım, biri vardı kütüphanede sürekli bakıp incelediğim, geçenlerle bir arkadaşla konuştuk (yönelimimi bilen)"seni biriyle tanıştırıcam" dedi, sonra gurup kurdu biz konuştuk tanıştık ama ben bir yerde gördüm onu emindim, sordum "sen kütüphanenin 3. katında takılıyomusun" diye "evet" dedi, "pembe bir suluğun var mı?" dedim "var" dedi, işte benim yks sınavından önce kesip durduğum kişi oymuş, o da beni yemekhanede görüyomuş sürekli ve konuşmak istiyomuş. Ben onu kütüphanede görünce, biyoloji çözdüğünü falan görünce yks öğrencisi sandım, tıp okuyormuş. Kendisi bir trans erkek ama o kadar tatlı, anlayışlı ve sevecen ki. Bazıları erkekliği toksik maskülenlik olarak algıladığı için sizi trans erkeklerden soğuta biliyor sanırım ama ben onunla iyiki tanıştım. Açıkçası okuldaki onca öğrenci arasından arkadaşımla tanışması, sonra arkadaşımın bizi tanıştırmak istemesi, birbirimize bu kadar benzememiz hepsi çok güzel ve olağan üstü, belki de aşık değilim henüz ama sevgimi beni olduğum gibi seven ve bana bunu hissettiren birine vermek istiyorum. Umarım herkes bir gün erkek olmanın oje sürmek veya makyaj yapmakla son bulacağını düşünmeyi bırakır, umarım herkes kafasındaki o "dibine kadar erkek" olgusunu bir kenara bırakır, böyle yaparak çevrelerine de kendilerine de ne kadar zarar verdiklerini görürler.
Ve birde çok tuhaf bir his ikimizde birbirimizi görüp konuşmak istemişiz, ama emin olamamışız bir yolunu bulamamışız ve yazın hayat tekrar bizi bir araya getiriyor :))
Düşündükçe mutlu oluyorum, illa sevgili olmak ya da hayatımın aşkı olması gibi bir iddam da yok, sadece cidden gözlemleyip hoşlanmıştım, tanıştığım için çok mutluyum, beni "evet böyle trans erkekler de varmış, hepsi toksik veya öfke küpü olmak zorunda değilmiş" dedirttiği için çok mutluyum.
Sanırım eskisi kadar çekinmiyorum birileriyle konuşmaktan, gelgitsiz insanlarla konuşunca gayet iyi anlaşa biliyormuşum. Bunca zaman kendimi suçladığım için pişmanım.