Korimissing

Kördüğüm
          	
          	Üçten sonra solarmış çiçekler;
          	Kadehler, akıbetsiz özel günlerde...
          	Papatyalar çekiştirilir kalpten ölene,
          	Kalpten ötede bir adam yatarmış...
          	
          	Yüzü herkesten öteki bir kadın tanıdım,
          	İçindeki acı denizin gizli yürürlüğü,
          	Sarıya çalan her bir zerresi ilmek ilmek,
          	Şu ortanca hayatında eriyip giden;
          	Kırgınlık denizinde boğulup gizleyen kadın...
          	Bir gece oturupta kalbimi, izlediğim kadın..
          	
          	Kışın sonunda, yavrusunu ısıtıp sıkarken;
          	Öteki kuş uçmasını ve direnmesini sağlarmış...
          	Şimdilerde buna imtihan diyorlar; ben ise,
          	Kadının kalbinden parçalanan; parçalandıkça,
          	Şiir edâsında süzülen kalp yaşları diyorum...
          	
          	Dünyalarca hayat yerine, bir kalpte takılmak;
          	Tek sadet üzerinde hayat kurmak...
          	İnsanlardan ziyade, kelimeleri yırtıp atmak,
          	Ne zormuş zahir etmeden ölüme solmak...
          	Telaffuza girmeden yüreğe bakmak...
          	
          	Eskiden, oluklardan hep bir ağızdan su akardı;
          	Artık boyum duvar yüzeylerini aştı...
          	
          	-Korimissing

Korimissing

Kördüğüm
          
          Üçten sonra solarmış çiçekler;
          Kadehler, akıbetsiz özel günlerde...
          Papatyalar çekiştirilir kalpten ölene,
          Kalpten ötede bir adam yatarmış...
          
          Yüzü herkesten öteki bir kadın tanıdım,
          İçindeki acı denizin gizli yürürlüğü,
          Sarıya çalan her bir zerresi ilmek ilmek,
          Şu ortanca hayatında eriyip giden;
          Kırgınlık denizinde boğulup gizleyen kadın...
          Bir gece oturupta kalbimi, izlediğim kadın..
          
          Kışın sonunda, yavrusunu ısıtıp sıkarken;
          Öteki kuş uçmasını ve direnmesini sağlarmış...
          Şimdilerde buna imtihan diyorlar; ben ise,
          Kadının kalbinden parçalanan; parçalandıkça,
          Şiir edâsında süzülen kalp yaşları diyorum...
          
          Dünyalarca hayat yerine, bir kalpte takılmak;
          Tek sadet üzerinde hayat kurmak...
          İnsanlardan ziyade, kelimeleri yırtıp atmak,
          Ne zormuş zahir etmeden ölüme solmak...
          Telaffuza girmeden yüreğe bakmak...
          
          Eskiden, oluklardan hep bir ağızdan su akardı;
          Artık boyum duvar yüzeylerini aştı...
          
          -Korimissing

Korimissing

Sevdiğim'E İthafen
          
          Eskide kalmış gibi yalnız ağıdım;
          Kalbim'E doğru korkusuz gelen varmış;
          Bembeyaz teniyle, uzak yollardan...
          Şimdi bir kişi değil de; iki kişi yalnızlık...
          
          Sesini diyorum; bir kere duysam..
          Bir kere için binlerce amin çekerim,
          Dünyayı serseler de ayaklarımın altına,
          Benim dünyam; iki el, avuç içi kadarmış...
          Kadınımın dünyasında her şey, bir'miş-yani;
          Bir elin parmağını geçemeyenler...
          
          Rengi sert, kabuk bağlayan yaşlı çınar ağacı;
          İçi yumuşak, fidan gibi filizlenen çınar ağacı...
          Gölgesinde dinginleşmekte kadınım ellerinde, Dökülen yaprakları kurutup beklemekte,
          Fakat her koşulda, beklemek çınar ağacını...
          
          Arıların polen tutuşunu seyrediyorum kalbimle;
          Seninle; bulutların üstünde nikâhımız kıyılıyor...
          Sen her şeyden habersiz, öteki yaşarken!
          Asılsızmış ölmek, ölmüş gözlerinden ziyade;
          Rüzgarı teninde hissedip koşamamak!
          Harflere yön verip, ağızdan karar verememek,
          Askıda kalan ruhunu, korkmadan alamamak!;
          Ne zormuş, şu yaşamak diye anılan; yaşam...
          
          Meğersem karanfillerin bir rengi daha varmış;
          Karanlığa ışık tutan, yol gösteren...
          
          -Korimissing

Korimissing

Zevahir
          
          İki Cihan bir araya gelse de;
          Benim bir kalbim etmezmiş oysa...
          Oysa, kalbim de tüm cihana denkmiş,
          Duyulan aşk, sevgi; Allah'a tekmiş...
          Öyle söyledi maviler içindeki..
          
          Çirkin bir şairim dün geceden,
          Karşımdaki kalbimi anlama'yanım,
          Her ay ışığında alevleniyor sol yanım,
          Şiir döküşüme anlam ara'yanım,
          Kırgınlıklarım, kırgınlıklarım, kırgınlıklarım...
          
          Seçimlerin diğerisi dahi olamamak! 
          Ne kadar acı veriyor insana... 
          Oysa yüzünü dahi görmediğim kadının;
          Yüz görümlüğünü peşin saymıştım ellerine, 
          Yüreğimi koymuştum ortaya, 
          Dünyamı saçmıştım ayaklarının altına... 
          Meğer onun dünyası başkaymış;
          Dünyalar aynı, bedenler farklıymış... 
          
          Öğrendim ki, bir kızı bir de oğlu olacakmış, 
          Kocası pekte mesut kalacakmış... 
          Gecenin bir yarısı kanepenin ucunda;
          Kocasının hastane nöbetini bekleyen kadın... 
          Düşünceli, kararsız ve pişman solacakmış... 
          
          Konuşulanları duydunuz mu? 
          Çirkin bir şair, kalkıp kendini asacakmış...
          
          -Korimissing

Korimissing

Şiir Hanım
          
          Babası erkin diye anılır sokaklarda,
          En itibar verici mesele gözleridir,
          Hayvansever ve troya yolcusudur benzi,
          Mandal kabındaki en küçük parçadır;
          Uyumsuzluk damgası vurulur bileklerine,
          Düzenli adımlarla yürüyemez...
          Hayata dair ne varsa anlamsız,
          Gelecek belirsiz, dağınık birkaç hayal,
          Yarıda kalınmış yol kenarı,
          Uzaklara çizilmiş porte ritüeli...
          
          Dörttür en sevdiği bahar,
          Zülme duruşu adının anlamından gelir,
          Küçük bir kalp,
          Büyük bir yürek,
          Acı bir ölüm taşır dünden...
          Kapı önündeki bir canı taşır geceden...
          Kara haber yayılır kuşlar arasında,
          Gider ırmakların eteklerine doğru...
          
          -Korimissing

Korimissing

Kadın'ım     
          
          Bilmem, hangi durakta durur gözlerin,
          Ellerin; çiçeklerin yolunumu gözler...
          Dünyası mı değişir bütün mevsimlerin,
          Ufuktaki mavilik beni mi alır yine;
          Aklıma Adsız Kadın düştüğü zaman...
          
          Yoncaları kopartmak yasaktır ülkemde,
          Uzun uzun maviliği seyretmek,
          Bir kız çocuğunu abisiz bırakmak;
          İdam mangasına çarptırılmak demektir...
          Beyaz ve maviye duyulan münzevilik,
          Dillerde büyüyen ayrılık sarma'ları,
          Yirmi dört saatlik gelen uykusuzluk,
          Gözlerimin karasına huthutler çizer...
          
          Bir kız çocuğu susturulur içimde;
          Bulutlar geçer kadınımın gözbebeklerinden,
          Otobüsünü kaçırır gülyüzlümün birisi...
          Büzer her adımında; güzel gözlerini,
          Ben, aylak aylak karşı dağlarda...
          Ben, aşık aşık Erzurum garında...
          
          -Korimissing

Korimissing

Kanamaz Ki Yaram
          
          Sessizlik uzak değil, biliyorum,
          Kekeledikce daha iyi anlıyorum,
          Fısıldayan seslerden bahsediyo hayat;
          Tıpkı, kırılmış kiremitler gibi...
          
          Yaşarmış gözlerimin yanması,
          Hayallerimin dört nala koşması,
          Musluktan boşalırcasına bir zaman;
          Tıpkı, saçlarımdaki kırıklar gibi...
          
          -Korimissing

Korimissing

Sessiz Figan
          
          Nerede görsem beyhude bir sevinç,
          Parmaklarımdan canan çekilir,
          Duyar dururum rüzgar sedası,
          Yanımdan geçip giden bir yılkı ezgisi...
          
          Bir tufan kopar oldu iliklerimde,
          Yatağımda dolaşan sessiz bir figan,
          Kaybediyorum benliğimi usul usul,
          Hiç bitmedi içimdeki bu sevda cenki...
          
          Bakar oldum öyle uzak deryalara,
          Bir parça bulut, biraz da sen düştü yanıma,
          Gözlerin buram buram geldi aklıma,
          Yüreğim bile dayanamadı; dilim ne yapsın...
          
          -Korimissing