Sessizce ayrılmışlardı çünkü konuşmak mümkün değildi onlar için. Bazen sessizlik konuşur insan susar. Çığlıklar sessizlikten de doğar. Haykırışlar dudaktan gelmez, kalpten insanı yakalar ve boğar dudak sadece bir araçtır o acıyı bedenden atmak için ama bu da mümkün değildi. Hafifler acı sadece, yara olduğu gibi kalır.
Bazen düşünür insan gerçi insan hep düşünürdü. Zaten bizleri acı ile kavuran düşünmek değil miydi? Hep düşünürdük ama en çok da acılarımızı hatırlamak için düşünürdük. Güzel bir anımız olur lakin biz o anı yaşadığımız acılarla bastırırdık. Hep düşünmekti bizim derdimiz. Keşke bir şekilde düşünmemeyi düşünebilseydik. Hoş o vakit de düşünme olur ve bunun için de ızdırap çekerdik…
~MORAN
Çok ileride olan bir yerden bir kesit. “Çığlık” adlı bölümden.