"Derdim ne, biliyor musun?" dedi, adımladı, kıpırdamadım. Gözlerialev alevdi. "Derdim her şey. Herkes. Sen. Şu gözlerin mesela. Gözlerime ve ellerime değdiği an çektiğin gözlerin. O eski asiliğine rüzgâr olduğum yegâne anlar, dudaklarıma baktığın, saçlarıma değdiğin anlar. Sen söyle, derdim ne benim? Senin derdin ne?"