GİZ/KESİT
"Yapma Yusuf lütfen yapma."
Yanıma kadar gelip çöktü, kafamı tekrar duvara vuracağım sırada elini duvarla kafam arasında koyduğunda hemen durdum.
Gözlerimi açarak yanımdaki varlığına baktım ama yüzüne değil, gözlerine değil kıvırdığı dizlerine, dizinin üstündeki eline baktım.
Duvardaki elini de çekerek, yarım bıraktığım ipleri çözmeye başladı, titreyen elleriyle...
"Sen yapma Tılsım, asıl sen yapma." Bir insanın sesi acır mıydı, benim sesim bile acıyordu.
İşte şimdi bir çocuk gibi ağlamak, inkar etmek, bağırıp çağırmak, etrafı, en çok kendimi dağıtmak istiyordum.
Ama o yanımdaydı.
Ve yapabildiğim tek şey hıçkırıklarını dinlemekti, titreyen ellerini izlemekti...
(Acaba ne oldu bu ikili tomurcuklarımaaa .d)