Başparmağı dudağımla burnumun arasındaki çukura dokundu. "Buna sus çizgisi derler," dedi. "İnsanlar doğmadan önceki hayatını unutsunlar diye melekler doğarken parmaklarını bastırır oraya." Ne söylediğini, bunları niye söylediğini bilmiyordum. Parmaklarım istemsizce o boşluğa düştü. "Şimdi sana bunların hepsini unutturacağım. Unutturmak zorundayım çünkü seni korumak zorundayım. Çünkü sen kendin bunu bulmak zorundasın. Beni sen bulmak zorundasın."
"Ya bulamazsam," diye sordum refleksle.
"O zaman ben yanılmış olurum," dedi kederle. "O zaman ikimizden biri bu savaşta ölmüş olur."