Hoppidik, yine geldim.
Bence benim arada bir bölüm atmama herkes alışmıştır. Fark ettim ki hep bahaneler uyduruyordum fakat bahanelerimden de alakasız bir şekilde gerçekten yavaş yazıyorum. Artık bahane yok canlarım. Üzgünüm benim yazma sürem fazla serbest. Bazen bir ay, bazen de daha uzun sürede yazabiliyorum bir bölümü. Tabi bahane ettiğim olaylar da bir şekilde etkili oluyor (sınav senemde mesela gerçekten yoğundum. Sonra üniversiteye alışma süreci, uygulamalı derslerin ödevlerine yetişmeye çalışmam falan yine yoğun bir dönemdi. Bunlar bahaneler, biliyorum fakat aynı zamanda da bunlar benim hayatımın gerçekliği.)
En başında zaten hobi olarak yazmaya başlamıştım. Hâlâ daha yazmak benim için yalnızca hobi. O yüzden hiçbir zaman da üzerine düşmedim. Daha hızlı veya daha iyi yazmak için çabalamadım. Nasıl kitap yazılır, öğrenmeye bile çalışmadım. Çok fazla kitap okudum ve sonra bir gün "Hadi ben de ürettiğim hikayelerden birini yazayım!" diyerek yazmaya başladım. Yazmayı hobinin dışına da çıkarmak istemiyorum çünkü huyum kurusun, hobi olarak yaptığım şeylerde profesyonel olmaya çalışırsam o şeyden nefret ediyorum. Çizim de benim için bir hobiydi. Okulunu kazandım ve birinci yıl çoktan bitti bile. Ben ise çizmekten olabildiğince kaçmaya başladım. Yazmayı çok seviyorum. Onun da çizmekle aynı kaderi paylaşmasını istemiyorum.
Lütfen beni anlayın. Kitaplarımı elbet bir gün bitireceğim. Yine de muhtemelen bundan sonra da böyle arada bir bölüm atmaya devam ederim. Uzun sürüyor. Bu yüzden kitaplar ne zaman biterler, sonlarını ne zaman görürüz, bilmiyorum. Beklemekten sıkılmazsanız veya kitaplarımın varlıklarını unutmazsanız, sonlarına olan yolculuğumda bana eşlik etmiş olursunuz. Sıkılırsanız veya unutursanız, canınız sağ olsun. Bir süreliğine de olsa eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim.
(Ay, bu arada veda ediyormuş gibi yazdım ama veda mesajı falan değil. Yalnızca içimden geldi.)