Malecfanclub

Bir kızla tanıştım. Depresyona girdiğimden beri, ya insanlar bana dönüştü ya da zaten öylelerdi. Hepsinde aynı umutsuzluk, kaygı, korku, tiksinti... Ama o, mesajını gördüğüm ilk andan itibaren anladım. Farklı, umut dolu. Uzun zamandır bu kadar mutlu ve neşeli bir insan görmemiştim. Çok iyi hissettiriyor, hiç gidecekmiş gibi hissettirmiyor. Az önce yanındaydım, çok güzel öpüyor. Dudakları bile çok farklı, çok yumuşak ve nazik. Keşke ülkeyi terk edecek olmasa, eğer öyle olmasaydı çok güzel bir ilişkimiz olabilirdi. Ama ben yine de seni çok seviyorum...

Malecfanclub

Bir kızla tanıştım. Depresyona girdiğimden beri, ya insanlar bana dönüştü ya da zaten öylelerdi. Hepsinde aynı umutsuzluk, kaygı, korku, tiksinti... Ama o, mesajını gördüğüm ilk andan itibaren anladım. Farklı, umut dolu. Uzun zamandır bu kadar mutlu ve neşeli bir insan görmemiştim. Çok iyi hissettiriyor, hiç gidecekmiş gibi hissettirmiyor. Az önce yanındaydım, çok güzel öpüyor. Dudakları bile çok farklı, çok yumuşak ve nazik. Keşke ülkeyi terk edecek olmasa, eğer öyle olmasaydı çok güzel bir ilişkimiz olabilirdi. Ama ben yine de seni çok seviyorum...

Malecfanclub

Ben bu sözleri neyle, nasıl aktaracağımı bilemiyorum. Ağlamalı mı gülmeli mi? Bıkkınlıkla mı ya da özlem dolu mu? Evet, özlem. İnsan acı çekmeyi bile özlüyor. İkinci tur başladı, bakalım bu sefer galip kim olacak.

Malecfanclub

Aslında aynaya baktığımda gerçekten kendimi hoş buluyorum. Gözümün altındaki morluklar, yanaklarımda ve alnımda çıkan sivilceler, devamlı ısırdığım dudaklarımda kalan izler, her ne kadar sağlık sorunlarına sebep olsa da sahip olduğum kilolarım... Sahip olduğum iki üç parça kıyafeti de seviyorum, aşırı klişe ve ergence olsa da odamda duran Ölümcül Oyuncaklar serisini ara sıra açıp okumayı da seviyorum. Ama ben odamdan her çıktığımda ya da o aynanın başından her ayrıldığımda benim zevklerim ve renklerim arka planda kalıyor. Herhangi bir akrabamız kilom yüzünden beni zorbalayıp önümden tabak çekebiliyor mesela, okuldakiler tartıştığımız herhangi bir konuda her fikrime göz devirebiliyorlar, daha bugün tanıştığım 19 yaşındaki adam bana onunla buluşup neler yapabileceğimiz hakkında iğrenç tekliflerde bulunabiliyor... Bunu söylemek belki mantıklı değil, belki fazla ön yargılı ve bencilce. Ama ben insanlardan fazlasıyla nefret ediyorum. Sevdiğim kitaplar hakkında benle hiç konuşmadıkları için, sofradan kovup aç bıraktıkları için, yanlış bir şey yapıyormuşum gibi beni dışladıkları için, iyi niyetimi kendi sapıkça hayallerine alet ettikleri için... Beni ben olmaktan alıkoydukları için. En çok da Ecrin ve Evan diye iki farklı insan yarattıkları için.

_River07_

@ Malecfanclub  insan en çokta bu yüzden kaybediyor başkalarına uyum sağlamak için kendi renginden vazgeçiyor ya da saklıyor. Çok zor baş etmek çok kolay güçlü ol demek ama başka da denilebilecek ne var ki bende senin gibiyim anlıyorum seni. İki farklı kişi iki farklı karakter, çoğunlukla birbirilerine karışıyorlar ve beni zor durumda bırakıyorlar ancak 4 yıl önceki haline nazaran şunu söyleyebilirim. Eskiden asıl kendimi bende kabul edemez saklardım şimdi ise o halimi çok seviyorum. Her ne kadar hala o iki kişi arasında sıkışıp kalsam da şunu anladım, eğer sen kendini sevmez ve değer vermezsen diğer kişilerin sevgisi de içindeki boşluğu doldurmayacak ve o dış sesleri duymaya devam edeceksin. Seni cidden çok iyi anlayabiliyorum ne kadar farklı şeyler yaşamış olsakta karakterlerinin farklı da olsa insanoğlu aslında birbirine benzer çok şey yaşıyor..
Reply

Malecfanclub

"Başını göğsüme yasla,
          Sana sahip olacağımız hayatın hikayesini anlatacağım."
          
          Ben bu şarkı sözlerine takılı kalırken arkada çoktan "Valse" çalmaya başlamış. İç çekiyorum. Canım bir sigara istiyor. Ama saat gecenin biri. Yakalanırsam hiç de iyi olmaz. Zaten bu zıkkım anca geceleri aklıma gelir. Çünkü ben geceleri düşünürüm. O sigara dumanını içime çektiğimde, dumanının beynime dolduğunu hissederim. Duman yüzünden düşüncelerim birbirini göremez. Ve biraz olsun kafamdaki sesleri susturup huzura ererim. Şimdi ilk içtiğim zamanı hatırladım. Annem, "Eh, bir kere dene madem." diyerek vermişti elime. İlk nefeste bir öksürük tuttu, beraberinde bir baş dönmesi. Bu yeni deneyim beni heyecanlandırmıştı. Ama ağzımda oluşan hissiyatı sevmedim. Hemen gidip dişlerimi fırçaladım. Şimdi bakıyorum da, o zaman ne kadar heyecanlıymışım. Şimdi ayağımın dibinde bir sürü izmarit var, bende bir gram heves yok.

Malecfanclub

Gitmişler, tıkamışlar kulaklarını. Ben bu saatten sonra bağırsam ne fayda? Anca hislerim yankı yapıyor içimde. Her bir ses dalgası vurdukça yaralı göğsüme, acıyla bir kez daha inliyorum. Noldu bana? Gülmekten, atılan kahkahalardan nefeslerim sıkışırdı benim. Şimdi ise öylece donuk, donuk bakarken fırtınalar kopuyor içimde. Değil nefesler, ruhum sıkışıyor ruhum.

Malecfanclub

Yüreğim sancıyor. Kirliliklerle dolu dünyada bir toz tanesi olarak giderek daha da ufalıyorum. İnsanların yorgun, çökmüş yüzüme nasıl garip baktığını görebiliyorum. Aynı evde yaşadığım duvarların bana olan nefretlerinden üzerime gelmesini... Gözümden bi damla yaş düşüyor, ne fayda? Geçirdi mi milyonlarca damla acıları mı? E peki ben niye hala ağlıyorum? Neyin umuduyla ne sebebiyle ağlıyorum? Uyuyamıyorum, yememek içmemek için oruçlar tutuyorum. Hiçbir faydası yok. Ölü gibi yaşamak dışında kendime asla faydam yok. Ölemiyorum da, nasıl korkuyorum o iki metrelik çukurdan. Artık geriye de dönemiyorum. Araf denilen o bölgede sıkışıp kalmışım. Asmodeus asırlar sonra anca çıkmıştı oradan, tanrı bilir benim kurtuluşum ne zamandır...