İçimdeki onlarca benden biri çok kırılgan, çok duygusal, çok romantik, çok melankolik. O ben kendini hem Maria'nin Raif Efendi'si hem de Raif Efendi'nin Maria'sı gibi, hem Gurur ve Önyargı'nın Elizabeth'i hem de Mr.Darcy'si gibi, hem Jack Dawson hem de Rose gibi hissediyor. O ben kim olduğunu bilmiyor, hep çok derin ve ayrıntılı düşünüyor ama o 'ben'e her zaman sıra gelmiyor. Yine de kendini unutturmuyor. O ben kendini hem aptal gibi hem de çok dahi hissediyor ama hep çok basit ve düz bir insan olduğunu farkediyor. Ben ne yapacağım o benle. Çünkü ortadan kaybolunca o gelene kadar o gibi düşünüp, hissedemiyorum. Hep en kırılgan ve düşünceli anımda geliyor.