MilenaGibi_-

Ugraş  biter, gün savuşur.
          	Sanma duvarlar konuşur. 

MilenaGibi_-

"Bil ki yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın ve unutma ne yaşattıysan elbet bir gün onj yaşarsın"
          -Tolstoy 

forexia-

@ MilenaGibi_-  güzelmiş
Reply

MilenaGibi_-

"Gerçek düşmandan sınırsız bir cesaret akar içinize " demiş Franz Kafka nerde kaldı öylesi 

Daarrkkeesstt

@MilenaGibi_- o yüzden kimseye sırrını söylemeyeceksin bu hayattta
Reply

MilenaGibi_-

@Daarrkkeesstt  haklısın kimin ne olduğu belli deyil 
Reply

Daarrkkeesstt

@MilenaGibi_- şimdiki düşmanlar arkadaş dediklerimizdir!(bu iyi oldu
Reply

MilenaGibi_-

Şaka maka çok doldum ya . 

MilenaGibi_-

@-Mel--  kız sen bana yinemi engel attı hanimişte hanimiş Nzndkdmflfkfkkfgokt
Reply

MilenaGibi_-

@lMelistanl  dogrudur vardır öyle huylarım ama Allaha şükür hiç haksızken konuşmadım 
Reply

Bihossun

Şey, bu her şeye burnunu sokan insanlarda sık görülür 
Reply

MilenaGibi_-

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
          Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
          Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
          Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
          
          Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
          Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
          Sende tattım yemişlerin cümlesini.”

MilenaGibi_-

Ben sana kürk alamam doğrusu
          Güzel bileklerine bilezik alamam
          Bir kap yemek, bir elbise
          Öyle bir tad var ki fakirliğimizde
          Başka hiçbir şeyde bulamam…
          
          Sokağımız arnavut kaldırımı,
          Evimiz ahşap iki oda.
          Daha iyisi de olabilirdi ya,
          Şükür buna da.”
          
          -Turgut Uyar 

MilenaGibi_-

Utansın
          Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
          Hedefe varmayan mızrak utansın!
          
          Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
          Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
          
          Eski çınar şimdi Noel ağacı;
          Dallarda iğreti yaprak utansın!
          
          Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
          Onu sürdürmeyen çırak utansın!
          
          Ölümden ilerde varış dediğin,
          Geride ne varsa bırak utansın!
           
          Ey binbir tanede solmayan tek renk;
          Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

MilenaGibi_-

Sana gitme demeyeceğim.
          Üşüyorsun ceketimi al.
          Günün en güzel saatleri bunlar.
          Yanımda kal
          
          Sana gitme demeyeceğim.
          Gene de sen bilirsin.
          Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
          İncinirsin.
          
          Sana gitme demeyeceğim,
          Ama gitme, Lavinia.
          Adını gizleyeceğim
          Sen de bilme, Lavinia

MilenaGibi_-

          
          O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
          arkalarında doldurulması
          mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
          
          Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
          en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
          
          Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
          yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
          
          Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
          çalınan birinin kalbiyse eğer.
          
          Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
          insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
          
          O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
          hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
          
          Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
          kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
          
          Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
          öylesine delice bakmasalardı eğer.
          
          Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
          kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
          
          Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
          son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
          
          Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
          meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
          
          Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
          beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
          
          Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
          tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
          
          O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
          yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
          
          O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
          son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
          
          Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
          dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
          
          
          Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
          kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
          
          
          Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
          Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
          ya canım ellerini tutmak isterse...
          
          Evet Sevgili,
          Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
          kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
          mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!