-4. BÖLÜM KESİT 1-
"Ağlama. Çünkü sen ağlayınca kafama sıkasım geliyor Hawar ağlama... Bu eve başka bir kadın gelse de bir şey değişmeyecek çünkü sadece bir çocuk için geldiğini o da bilecek. Kim gelirse gelsin senin yerin hep ayrı olacak."
Tek mesele bu muydu? Tek mesele başka bir kadını kıskanacak olmam mıydı gerçekten? Tek sorun bir başka kadın geldiğinde bir şeylerin değişip değişmeyecek ve ya benim konumumun ne olacağı mıydı?
İlk kez bu denli tiksintiyle baktım yüzüne.
Kendisini sevdiğimi öyle kafasına koymuştu ki benim ondan gitme ihtimalimi göz önüne bile bulundurmuyordu. Sadece beni ikna ederse her şey hall olur diye düşünüyordu.
Düşünmemeliydi.
Gözlerimden akan yaşlar hızlandı. Ne kolay dökülüyordu o kelimeler öyle dilinden. Halbüki söylediği her kelime bıçak niyetine saplanıyordu kalbime. Kalbimi paramparça etmişti görmüyor muydu? Neden hâla devam ediyordu bu zulümüne körü körüne?
İnanamıyordum artık, neden beni anlamamakta bu kadar ısrar ediyordu anlamıyordum!
"Keşke." Diye iç geçirdim.
"Ne keşke?"
"Keşke kafana sıksaydın da hep benim bildiğim adam olarak kalsaydın. Çünkü ben bu adamı tanıyamıyorum, tanıyamadığım içinde baş edemiyorum Serhat. Sen..." Diye mırıldandım. "Sen Hawar'ın Serhat'ına ne yaptın?"