Mitsuha1321

Bekliyorum. Sabırlar..

Mitsuha1321

"İnsanların kendilerine asla yalan söyleyemicekleri bir dünya olsun istiyorum.."
          
          "Kötülüklerden ve haksızlıklardan uzakta, zorla güzelliklerin düşünülemeyeceği, zorbalıkların asla yaşanmayacağı bir dünya olsun 
          istiyorum.."
          
          "Birbirlerini gönülden sevenlerin kutsal yuvalar kurabildikleri ve sevginin erdemini yeşertebildikleri diyar olsun yaşadığımız evren..."
          
          "Umutları soldurmayan beklentilerin , bencilliklerden uzak herkesin gönül dünyasındaki karara saygılı, tek taraflı arzuların hoyratlığından uzak, insanların karşısındakini incitmeyeceği bir dünyayı özlüyorum.."
          
          "Yakınlaş bana adı henüz konmamış yıldız, tut ellerimden ve beni kendi dünyana çek..."
          
          "Meleklerin bile kıskanacağı gölünü sonsuzluğun sahibi' ne adamış, şeytanın aklını başından alacak güzelliklerin yaşanacağı bir toplumu yeşerten, güzide bir âlem istiyorum.."
          
          "Tut ellerimden, orası yılanların, zehirli engerek yılanları gibi gerçekleri yutamadığı bir diyar olsun."
          
          "Ey kalem, sus artık, isteme olmayacak şeyleri  benden. Sınav bu, nefsi şaşırtan şeytan  var oldukça, yanılgılara direnemedikçe insan ve ilahî kitapların dilinden anlamadıkça senin arzuladığın gibi olur mu hiç hayata duruş?"

Mitsuha1321

Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş; 
          Yerde çıplak bir gömlek; korkusundan dirilmiş. 
          Sütbeyaz duvarlarda çivilerin gölgesi 
          Artık ne bir çıtırtı ne de bir ayak sesi… 
          Yatıyor yatağında dimdik, upuzun, ölü; 
          Üstü, boynuna kadar bir çarşafla örtülü. 
          Bezin üstünde ayak parmaklarının izi; 
          Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi. 
          Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana; 
          Gözleri renkli bir cam; mıhlı ahşap tavana. 
          Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var; 
          Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar. 
          Sarkık dudaklarında asılı titrek bir an; 
          Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan. 
          Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm; 
          Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm
          
          Necip Fazıl Kısakürek

Mitsuha1321

Hz. Ömer (ra), oğlu Abdullah' ın evin' e girdi. Önünde et vardı, Hz. Ömer  "Acaba, iştahının her çektiği şeyi yiyiyor musun ? İsraf olarak kişiye iştahının her çektiği şeyi yemesi kâfidir.." dedi.
          
          (Hayâtü' s Sahâbe)

Mitsuha1321

Annemizi seviyoruz, şefkat temsilcisi diye. Babamızı seviyoruz, güveni bize yaşattığı için, bazen otoritesi canımızı yaksa bile..
          Kardeşimizi seviyoruz, aynı karanlık beşikte uyuduğumuz için, en sıcak uykuyu ve kan dahil her şeyi paylaşmayı öğrettiği için.
          Eşimizi seviyoruz, ruhumuzun diğer yarısı olduğun' dan ve bizi tamamladığın' dan..
          Biz çocuğumuzu seviyoruz, hammaddesi sevgi olduğun' dan.
          Dostumuzu seviyoruz, bizi anladığın' dan ve yaratılış amacımızı hatırlattığın' dan..
          Ve Rabbimizi, Allah' ımızı seviyoruz, sevginin kaynağı ( el-Vedud) olduğun' dan. Bugün bırakalım tüm bencillikleri ve en sevdiklerimize, şöyle diyelim hadis-i şerif gereğince: 
          
          -Seni Allah için seviyorum.
          
          Rasulüm "şöyle" dediği için' de söylüyorum:
          
          Bana ahireti anımsattığın için, 
          
          Cennet' i ve huzuru,
          
          Daha önemlisi, rızayı
          Ve en önemlisi, Rabbimizi hatırlattın diye seviyorum...
          
          

Mitsuha1321

Bundan dolayı hakîmlerden biri;  "Her insan, kendi gibi bir tür insan ile ülfet eder. Tıpkı her kuşun kendi cinsin' den kuşlarla uçması gibi.." 
          
          Eğer iki kişi kısa bir zaman bulunsalar da birbirlerine benzemeseler; bir zaman gelip onlar birbirlerinden mutlaka ayrılırlar. Bu gizli bir mânadır. Şairler bunu sezmişlerdir. Nitekim içlerin' den biri şöyle demiştir:
          
          "Nice kimseler var' ki bana, 'Onunla nasıl oldu' da ayrıldınız?' Diye soruyorlar. Onlara, için' de ölçü adalet bulunan şu sözle cevap veririm:
          'Benim şeklim' den, cinsim' den değildi de onun için ayrıldım. Çünkü insanlar, şekil şekil ve arkadaş arkadaştır..."
          
          Kaynak: (İslâm' da Dostluk ve Kardeşlik Âdâbı.)

Mitsuha1321

Peygamber efendinlmiz (s.a.v): 
          "Ruhlar takım takım ayrılmış ordulardır. Onlardan birbirlerini tanıyanlar uyuşur, anlaşırlar; tanımayanlar, yabancı olanlar' da ayrılırlar. Sözüyle bu hususa işaret etmiştir..
          
          Burada bahsedilen tanımama, ayrı ve başka başka oluşun; anlaşma ise aşinalık kelimesiyle ifade edilen uygunluğun bir neticesidir. 
          Bu anlam, şu kelimelerle' de rivayet olunmuştur.
          
          "Ruhlar, takım takım ayrılmış ordulardır. Hava' da birbirleriyle karşılaşıp, koklaşırlar."
          
          Bazı alimler bu sözle şunun anlatılmak istendiği kanaatindedirler:
          Allah' u Teâlâ ruhları yarattı. Sonra onların her birini ikiye böldü ve Arş' ın etrafına saçtı. Bölünen ruhlar' dan herhangi ikisi orda ranışmış ve karşılaşmışsa dünyada' da birbirlerine kavuşur ve bağlanırlar..
          
          Yine Peygamber efendimiz (s.a.v); 
          "Şüphesiz iki mü' minin ruhu bir günlük mesafeden onlardan biri arkadaşını aslâ görmediği halde birbirleriyle buluşur, mülâki olur buyurmuştur.."
          
          Mâlik b. Dinar; "İki kişi; hayatlarının herhangi bir anında birbirleriyle uyuşmuşlarsa, muhakkak birisinde diğerine ait bir vasıf bulunduğundandır..
          İnsanların cinsleri kuş cinsleri gibi' dir. Mâlumdur ki iki kuş ancak aralarında müşterek bir münasebet bulunduğu zaman beraber uçarlar.." derdi.
          
          Nakledilir' ki bir gün bu sözlerin sahibi , Mâlik b. Dinar bir karga ile güvercini yan yana görüp, hayrete düştü...
          
          "Aynı cins olmadıkları halde uyuşmuşlar." Dedi.
          Sonra hareket ettiklerin' de ikisinin' de topal olduğunu gördü. Bunun üzerine;
          "Demek aralarında' ki müşterek, benzerlik buymuş!!." Dedi.