Kız oğlanı gününü aydınlatıcak bir ışık zannetmişti. Ama zaten gün aydınlıktı. Gökyüzündeki insana karşılıksız yardım eden ateş topu yandığı sürece yanan lambalar bişey ifade etmezki. O zaman çocuk ya gece olmasını yada onun için dünyanın bidaha hiç aydınlanmamak üzere kararmasını bekliyordu....
Kız elindeki küçük mavi peluş balığı iyice avcunda sıktı. O sıktıkca sanki göz yaşları dahada şiddetleniyor gibiydi. Ama ona bakıyodu önceden baktığı gibide değildi bu sefer seviyo sanmıştı. Ömründe ilk defa bu kadar acıyordu canı. Kalbi aslında orası ağrımamasına râmen yinede bir sızı vardı. Neden neden o bileğinde tokasını taşıdığın kız ben değilim. İsmini dahi bilmediği bir kızı o kadar kıskanıyorduki. Artık o kızın değildiki bu adam neden hâlâ onun tokası vardı kolunda? Belkide ayrılırlarken söz vermişlerdi birbirlerine aynı üniversteyi kazanmaya. Buluşmaya ve aşklarına ufak bi aradan sonra devam etmeye. Bu olasılıklar arasında boğuluyordu. Nefes alırken nefessizdi kabi atarken ölüydü o. Neden diye bağırmak istiyordu. Senin için birçok şeyi göze aldım neden denemeye bile teşebbüs etmedin ha neden neden hâlâ bileğinde eski sevgilim dediğin kızın tokası var. Yoksa eski sevgilin değilmi eskimedimi hâlâ...
Gözlerindeki yaşlarla beraber devam ettirdi
+Neden kalbinizin kanını papatyaların o bembeyaz yapraklarınada bulaştırıyorsunuz? Neden aşkınız zehrini o bembeyaz narin yapraklara akıtarak çürütüyosunuz o narin çicekleri. Neden güllere şiirler yazarken papatyaları dar ağaçları önünde idam sırasına geçiriyorsunuz...
+Kalbim acıyo
-Neden
+Aşık olduğumu yeni fark edicek kadar aptal olduğum için
-Acın aşkındanmı aklındanmı?
+İkisi birleşince yanarak ölmekten daha beter oluyo biliyomusun...
+ Heey baksana bize el sallıyorlar
- Kim? Kimler bize el sallıyor, yıldızlarmı?
+ Hayır küçük çocukların nineleri, dedeleri kimisinin annesi kimisininde babası..... Biz gibi kimsesizlerinde umutları