NK83-Obirokuryazar

SEZON FİNALİ/32| Ben iyi bir savaşçı değilim
          	.
          	.
          	.
          	Timur'un bu sözleri sonrası tam adam yalan söylüyor diye sinirlenecekken Yavuz'un gözlerinin önüne Yeşim'in boynunda oluşan morluklar ve enjektör izleri gelmişti. Sadece onlar da değil. Sendelemeleri, kendisini kötü hissedişleri de adamın söylediklerini tasdikler nitelikteydi. Saniyelik bir sessizlik yaşasa da adamın doğru söylüyor olabileceğine kanaat getirip Esat'ın Muhittin'e; "Kızı mı? Reha'nın kızı mı var?" fısıltıları eşliğinde adamı bırakarak; "Telefonunu ver!" dedi.
          	
          	Muhittin boş boş bakıyor Esat onu ver dercesine dürtüyor Yavuz ise öfkeden deliye dönmüş bir halde; "Ver şu telefonu!" diye bağırıyordu. Muhittin dediğini yaptığında kendisine doğru uzatılan telefonu alan Yavuz da; "Bu adam, ona ne yapacağıma karar verene kadar sizde!" dedikten sonra arama yapmaya başlayıp kapıya doğru yürüdü. Timur satışa gelmiş gibi olunca; "Hey! Hani beni bırakacaktın?" diye seslense de Yavuz yürümeye devam edip; "Gerçeği anlattığından emin değilim diyelim!" dedi. Onu bırakacağına gerçekten inanmış mıydı gerçekten? Eğer öyleyse bu ihtiyar cidden bu blöfü yutacak kadar saf demektir.
          	
          	Yavuz, koridorda hızla yürürken bir yandan da Reha'yı arayıp duruyor ancak açmadığı gibi sürekli kendisini meşgule düşürüyordu. Delirecek gibi olmuştu. Bu adam tam da ona ihtiyacı olduğu anda neden kapsama alanının dışında kalıyordu anlamıyordu. Kapıyı hızla açıp duvara çarpmasına neden olurken aynı anda da dışarıya çıkıp; "Aç şu telefonu Reha, aç!" diye bağırıp ayağını orada duran varillere vurdu.
          	.
          	.
          	.
          	02.02.2023'te 3. sezon tanıtımı ile görüşmek üzere, o zamana kadar yorumlarınızla desteklerinizi bekliyoruz :)
          	
          	https://www.wattpad.com/story/177567409

NK83-Obirokuryazar

SEZON FİNALİ/32| Ben iyi bir savaşçı değilim
          .
          .
          .
          Timur'un bu sözleri sonrası tam adam yalan söylüyor diye sinirlenecekken Yavuz'un gözlerinin önüne Yeşim'in boynunda oluşan morluklar ve enjektör izleri gelmişti. Sadece onlar da değil. Sendelemeleri, kendisini kötü hissedişleri de adamın söylediklerini tasdikler nitelikteydi. Saniyelik bir sessizlik yaşasa da adamın doğru söylüyor olabileceğine kanaat getirip Esat'ın Muhittin'e; "Kızı mı? Reha'nın kızı mı var?" fısıltıları eşliğinde adamı bırakarak; "Telefonunu ver!" dedi.
          
          Muhittin boş boş bakıyor Esat onu ver dercesine dürtüyor Yavuz ise öfkeden deliye dönmüş bir halde; "Ver şu telefonu!" diye bağırıyordu. Muhittin dediğini yaptığında kendisine doğru uzatılan telefonu alan Yavuz da; "Bu adam, ona ne yapacağıma karar verene kadar sizde!" dedikten sonra arama yapmaya başlayıp kapıya doğru yürüdü. Timur satışa gelmiş gibi olunca; "Hey! Hani beni bırakacaktın?" diye seslense de Yavuz yürümeye devam edip; "Gerçeği anlattığından emin değilim diyelim!" dedi. Onu bırakacağına gerçekten inanmış mıydı gerçekten? Eğer öyleyse bu ihtiyar cidden bu blöfü yutacak kadar saf demektir.
          
          Yavuz, koridorda hızla yürürken bir yandan da Reha'yı arayıp duruyor ancak açmadığı gibi sürekli kendisini meşgule düşürüyordu. Delirecek gibi olmuştu. Bu adam tam da ona ihtiyacı olduğu anda neden kapsama alanının dışında kalıyordu anlamıyordu. Kapıyı hızla açıp duvara çarpmasına neden olurken aynı anda da dışarıya çıkıp; "Aç şu telefonu Reha, aç!" diye bağırıp ayağını orada duran varillere vurdu.
          .
          .
          .
          02.02.2023'te 3. sezon tanıtımı ile görüşmek üzere, o zamana kadar yorumlarınızla desteklerinizi bekliyoruz :)
          
          https://www.wattpad.com/story/177567409

NK83-Obirokuryazar

2. Sezon 30. Bolum yayınlandı :) Bol yorumlarınızı bekliyoruz, keyifli okumalar. :)
          .
          .
          İpek, yere yığılan Anıl'ın yaralanmış olmasıyla ne yapacağını bilemezken; Reha ve Yavuz cephesinde de işler karışıktı. Yavuz, Reha'ya sorduğu "Suçluların dünyasında mısın yoksa onlara karşı savaşan bir savaşçı mı?" sorusuna tam bir cevap alamamıştı. Asansör bir anda çalışmış, yukarıya çıkmaya başlamıştı. Hala Reha tarafından ses soluk çıkmamıştı, ta ki asansör durup kapıları açılana dek. Reha, gözlerini kendisine dikkatle bakan genç adamın gözlerinden ayırmadan; "Bu sorunun cevabını bulursan o adamı sen konuşturursun. Ama zamanımız yok, acele etsen iyi olur." diyerek sessizliği bozmuş, hemen ardından da asansörden çıkıp hızla ilerlemeye başlamıştı. 
          
          Hay aksi! Şimdi de bu dert çıkmıştı Yavuz'un başına. Kesin alay ediyor olmalıydı bu Reha Acar kendisiyle. Bunun başka açıklaması olamazdı. Adam hem zamanımız yok, diyor hem de ne kadar süreceği belli olmayan bir zihin çalıştırma görevi icat ediyordu.
          
          Yavuz, içten içe söylenerek asansörden çıkıp, Reha'nın peşinden giderken bir an sinirle sadece kendi duyabileceği bir ses tonuyla; "Kızı kılıklı!" demişti ama kulağı çok keskin olan Reha, bu dediğini duyup aniden durmuştu. O durunca Yavuz da durmuş, Reha'nın çatık kaşlarıyla kendisine bakıp; "Ne dedin sen?" demesiyle yutkunmuştu. Ama bu dediğini ondan saklayacak hali yoktu. En nihayetinde korkak değildi. Hele ki Reha'dan korkacak hiç değildi!
          https://www.wattpad.com/story/177567409

NK83-Obirokuryazar

72 SAAT YENİ BÖLÜM EKLENDİ
          2/29| Beni başkalarıyla bir tutma. Onlar gemileri yakar, ben limanı!
          https://www.wattpad.com/1209713774-72-saat-2-29-beni-ba%C5%9Fkalar%C4%B1yla-bir-tutma-onlar
          
          Kendi kendisine; "Neredesin Anıl?" dediği anla birlikte kulağına gelen ayak sesiyle korkuya kapılarak aniden dönüp silahı; "Gezintiye mi çıktınız İpek Hanım?" diyen adama doğrulttu. Kulağı da Anıl'ın çıkarması muhtemel olan seslere odaklanmıştı ama maalesef hiçbir şey duymuyordu. Karşılıklı olarak namlularını birbirlerine doğrultmuş dururken adamın; "Silahı yere bırakın, aksi takdirde sizi vurmaktan hiç çekinmem!" demesiyle Anıl'ı görme umuduyla etrafa şöyle bir bakıp kısacık bir an düşündü ama sonra mecburen silahı indirmek zorunda kalıp eğilerek yere koydu. 
          
          Huzursuz olduğu her halinden belli olacak şekilde doğrulduğunda adamın; "Şimdi de silahı ayağınızla itip bana doğru gönderin!" demesiyle tam dediğini yapıyordu ki ansızın durdu. Adam bir ona bir de yerdeki silaha bakıp; "Neden durdunuz?" dediğinde İpek'ten; "Bekliyorum" yanıtını alıp şaşkınlığını gizleyemeden bakmaya başladı. Adam gözlerini kısa kısa bakıp; "Neyi bekliyorsunuz?" dediğinde İpek, omuzlarını kaldırıp karışmam dercesine ellerini kaldırmış o anla birlikte de; "Bunu!" diyen Anıl, adamın arkasından saldırıp onun elindeki silahı almıştı.

NK83-Obirokuryazar

72 SAAT BİR YENİ BÖLÜM DAHA ;) 
          https://www.wattpad.com/1196248203-72-saat-2-28-ger%C3%A7ekten-de-ka%C3%A7acak-m%C4%B1s%C4%B1n-buradan
          
          / 2/28| Gerçekten de kaçacak mısın buradan?
          
          Bir duvarın köşesine sinmiş, kollarını bacaklarına sararak kara kara düşünürken kilide takılan anahtarın sesi duyuldu. Yemeğini de daha yeni getirmişlerdi oysaki. Yani adamların şu sıralar da gelmeleri pek beklendik bir şey değildi. Anahtarın sebep olduğu sese odaklandığında demir kapının açılmasıyla birlikte kulağına da birtakım tuhaf sesler gelmeye başladı. Önce ne olduğunu anlayamadı. Uğultulu bir sesti bu. Hatta sesler...
          
          Belki de kendi aralarında kavga ediyorlardı diye düşündü ama durum düşündüğü gibi değildi. Kendi aralarında tartışmıyorlardı, onlar birini getiriyorlardı. Hatta getirdikleri bu gür sesli genç adam, şu an bulundukları yeri yıkmaya niyetlenmişçesine inim inim inletiyordu.
          
          "Bırakın lan beni, çekin o kurt pençesi gibi ellerinizi üzerimden! Oğlum düşman etmeyin beni kendinize, başınıza bela olurum, nereden bulaştık bu lanet herife dersiniz!
          
          "Rahat dur!
          
          "Duramam, ezelden beridir rahat batar bana."
          
          "Duracaksın yoksa şu koridorlar, naralarınla değil acıyan canının verdiği haykırışlarınla inler!"
          
          "Sizden korkan sizin gibi olsun! Nerede senin tasmanı tutan sahibin? Hani şu sıfatı çizikli yakışıksız var ya o! O gelsin, onunla konuşacağım ben yoksa burayı birbirine katar hesabı da size kilitlerim!"
          
          Ölüm sessizliğini bölen bu bağırışlarla oturduğu yerden kalkan İpek, tedirgin adımlarla hücresinin kapısına yaklaştı ve ellerini demir parmaklıklara geçirip merakla sesin geldiği yöne doğru baktı. Bu sesler kayıtsız kalınabilecek gibi değildi zaten.

NK-HikayeGunlugu

@NK83-Obirokuryazar Arıza Anıl'ım hoş geldi hikayeye profil fotomuzda gizli saklı duruyordu bir boşlukta nihayet hikayeye de girişini yaptı :D Yavuzcuğum bozulmasın onun yeri ayrı ama bu adam ayrı sevdirdi bana kendisini onunla çok eğleneceğim ben :))))))))))
Reply

NK83-Obirokuryazar

72 SAAT'İN YENİ BÖLÜM EKLENDİ / 27.Bölüm : Suçlulara karşı savaşan bir savaşçı...
          https://www.wattpad.com/1187576650-72-saat-2-27-su%C3%A7lulara-kar%C5%9F%C4%B1-sava%C5%9Fan-bir-sava%C5%9F%C3%A7%C4%B1
          
          "Hey hey dur! Bu yaşlı adamı tanıyorum ben." demesiyle Reha ve Esat'ın bakışlarını anında üzerine çekmişti. "Bu tanışıklık ilgimi çekti çocuk! Açıklama yapmak için kısa bir zamanın var. Nereden tanıyorsun onu?" diye şüphe dolu bakışlarla soru soran Reha'ya döndü Yavuz ve hiç sonunu düşünmeden; "Kumarhaneden! Bu evli olduğunu bile unutan bunak herif yaşına başına bakmadan yanımda Yeşim'e methiyeler düzüp şiirden gazeller okuyordu. Torunu yaşındaki kıza bir ilan-ı aşk etmediği kaldı şerefsizin! Orada olma sebebimizden dolayı kendimi o ayarsız dilini boğazına dolamamak için zor tuttum ama artık elime düştü gibi görünüyor." deyiverdi, son cümlelerini binaya götürülen yaşlı adama bakarak söylemişti.
          
          Reha, Yavuz'un bu dediklerinden hiç hoşlanmamıştı. Öfke dolu bakışlarıyla binadan içeri sokulan yaşlı adama baktıktan sonra Yavuz'a da tip tip bakmaya başladı. "Seni niye bu kadar rahatsız etti peki?" dediğinde Yavuz da ona aynı şekilde bakarak; "Seni niye bu bunağın kızına asılması rahatsız etmezken benim sinirleniyor olmam rahatsız etti?" dedi.

NK83-Obirokuryazar

Uzun bir aradan, hatta çok uzun bir aradan sonra 72 Saat'in 26. bölümünü eklemiş bulunmaktayız. Lütfen bölüm hakkındaki tüm yorum ve düşüncelerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın. Sizin varlığınız, bizim bölümleri yazmaktaki hızımızı arttırıyor. Sizlerin yorumları, bizim ilham kaynağımız ve bunu unutmayın. :)
          
          Keyifli okumalar. :)

NK83-Obirokuryazar

2/26| Kara avında avcı değilsen avsındır
          
          
          Ellerini gergince ovuştururken bir an dışarıda Yeşim tarafından sarf edilen sözleri anımsadı ve aralarındaki sessizliği; "Bir şey mi yaptım? Yani güvenini sarsacak..." diyerek bozdu. Bu soruyu sorarken o kadar naif bir hali vardı ki sanki "Evet sarstın!" demesinden küçük bir çocukmuş gibi korkuyordu. Korkuyordu çünkü Yeşim'i kendisiyle alakalı güvensizlik çukuruna atmak en son isteyeceği şey bile değildi.
          
          Yeşim, bu dediğiyle Yavuz'un yüzüne, özellikle de gözlerine pür dikkat bakmaya başlamıştı. Bunu yaparken de kafasının içinde o peçete detayı, telefon konuşmaları ve özellikle de Deniz'in söyledikleri gezinip durmaya başlamıştı. Onun kendisine karşı samimi olup olmadığını gözlerinin içine bakarak görmek istiyordu. Reha ne demişti; 'Bir insana güvenebileceğini, onun gözlerine bakarak anlayabilirsin. Yüreği berrak olanın da çamurlu olanın da gözlerindeki mana ele verir. Gözler, samimidir. Bakınca ta içini görürsün insanın. Yalan söyleyemez sana, ya 'bana güvenebilirsin' der ya da hiçbir şey yapmadan içine öyle bir şüphe yerleştirir ki buna o an herhangi bir mana veremesen de sonunda o hissin seni yanıltmadığını bir şekilde anlayacağın şeyler yaşarsın.'
          
          Onun gözlerine bakarken bir an etraf sessizleşmişti. Sadece Yavuz'un kendisine odaklanmış kırılgan bakışlı gözlerini görüyor, kendisinin de değişik ritimlerle atmaya başlayan kalbinin sesini duyuyordu. Kalbinin neden bu denli değişik ve hızlı attığını bilmese de sanki istediği o cevabı, Yavuz konuşmasa bile ondan alıyor gibiydi. Ya gerçekten her yönüyle onun samimi olduğunu görüyor ve hissediyordu ya da Yavuz duygularını yönetmekte çok ustaydı. Niye hep ikilemde kalıyordu, neden konu Yavuz olunca tam anlamıyla emin olamıyordu?
          
          https://www.wattpad.com/story/177567409

NK-HikayeGunlugu

@NK83-Obirokuryazar Kıs-kaaaanç Reha! Kıs-kaaaanç Yeşim! diye diye sırıtıyorum şu an :D
Reply