"Çünkü" ile başlayan cümleler kurmak çok sıkıcı, benim nedenlerim yok yaptığım eylemler için. Her şeyi oldu bitti'ye getiriyorum. Sonradan neden uydurabilirim ama Spinoza konusunda o kadar anlayışlı değilim.
Ahmet Hamdi Tanpınar benim edebi anlamda babam sayılır. O yüzden ben de zamanın ne içindeyim ne de büsbütün dışında. Ama işte buraya kadar her şeyde bana yol gösteren Ahmet Hamdi keşke nerde olduğumu da söyleseydi. Sanırım tek kurtuluş yolum kendime bir "mübarek" almak.
Önümde seçenekler büyüdükçe büyüyor. Ya Dostoyevski'yi dinleyip kendime bir balta alacağım ya Henry David Thoreau'ya inanıp sahip olduğum her şeyden kurtulup yabana koşacağım -Christopher McCandless kadar dayanma ihtimalim yok- ya Werner Herzog'a özenip uzun bir yürüyüşe çıkacağım ya da her zaman yaptığım gibi Franz Kafka'nın sözüne güvenip akbabanın bacaklarımı yemesine ses çıkarmayacağım.